Tom ve Mary'nin dışında odada hiç kimse yoktu.
 - There was no one in the room besides Tom and Mary.
Tom'un dışında birinin o işi almayı istemesi pek olası değil.
 - It's unlikely that anyone besides Tom would consider taking that job.
Bir cerrah olmanın yanı sıra, o ünlü bir yazardı.
 - Besides being a surgeon, he was a famous writer.
İngilizcenin yanı sıra iki dil bilmekte.
 - He speaks two languages besides English.
Ayrıca çeşitli konular hakkında konuşmakla çok fazla zaman kaybedeceğiz.
 - Besides, we will lose too much time to talk about the various topics.
Her nadir şey pahalıdır, ayrıca ucuz bir at enderdir, bu nedenle ucuz at pahalıdır.
 - Every rare thing is expensive, besides a cheap horse is rare, therefore a cheap horse is expensive.
Şimdi çok geç oldu. Üstelik, yağmur yağmaya başlıyor.
 - It's too late now. Besides, it's starting to rain.
Sir Winston Churchill, büyük bir devlet adamı olmanın yanı sıra, büyük bir yazardı.
 - Besides being a great statesman, Sir Winston Churchill was a great writer.