inşâ

listen to the pronunciation of inşâ
Türkisch - Englisch
{i} construction

A crane raises heavy construction materials. - Bir vinç ağır inşaat malzemelerini kaldırır.

They have old construction equipment. - Onların eski inşaat ekipmanları var.

fabric
1.construction
literary composition, writing
building

Many years have been spent in building the tower. - Kulenin inşa edilmesinde yıllar harcandı.

The children are building sand castles on the beach. - Çocuklar sahilde kumdan kaleler inşa ediyorlar.

construction, building, erection
{i} build

They built a safe building for earthquakes. - Onlar deprem için güvenli bir bina inşa etti.

That architect builds very modern houses. - O mimar çok modern evler inşa ediyor.

erection
constructed of
inşa etmek
construct
inşa etmek
build

His plan is to build a bridge over that river. - Onun planı o nehir üzerinde bir köprü inşa etmektir.

They formed a project to build a new school building. - Onlar yeni bir okul binası inşa etmek için bir proje oluşturdu.

yeniden inşa etmek
rebuild

The south had no money to rebuild. - Güneylilerin yeniden inşa etmek için hiç parası yoktu.

Tom recruited immigrant workers to rebuild his mansion. - Tom konağını yeniden inşa etmek için göçmen işçileri işe aldı.

inşa etmek
erect

Sandbags can be used to erect a temporary wall to protect against floods. - Kum torbaları sele karşı korumak için geçici bir duvar inşa etmek için kullanılabilir.

inşa etmek
to build, to construct, to erect, to raise
inşa edilme
be built
inşa edilmek
be built
inşa edilmemiş
unbuilt
inşa edivermek
knock together
inşa etme
construction
inşa etmek
to build, construct
inşa etmek
rear
inşa etmiş tarihi
built
inşa halinde
under construction
inşa halinde
in process of construction
yeniden inşa etmek
reconstruct

Japan has to reconstruct its economy. - Japonya, ekonomisini yeniden inşa etmek zorunda.

Türk gemi inşa sanayi
(Hukuk) Turkish shipbuilding industry
doğuya doğru inşa etme
orientation
gemi inşa mühendisi
shipbuilder
geride inşa etme
setback
harekat alanı harp zamanı inşa amiri
(Askeri) theater wartime construction manager
içeri hizada inşa etme
setback
petek inşa etmek
(Arılık) building comb
sualtı inşa timi
(Askeri) underwater construction team
tekrar inşa
reconstruction
zihinsel inşa
(Hukuk) construction
Türkisch - Türkisch
Düz yazı, nesir
Düz yazı
Divan edebiyatında edebi sanatlarla yüklü, süslü düzyazılara verilen isim
Kaleme alma, yazıya dökme
Yapı kurma, yapı yapma, kurma
Yazıya dökme, kaleme alma
(Osmanlı Dönemi) yapma, vücuda getirme; yaratma
İNŞA
(Osmanlı Dönemi) Güzel nesir halinde yazı yazmak veya güzel yazılmış nesir halindeki yazı.Çeşitli mektuplaşma ve güzel yazma için mektup, tezkere, istida (dilekçe), tebrik, tâziyenâme, sened v.s. örneklerini içinde toplayan kitaba da inşâ veya inşâ rehberi denir.("İnşâ ve terkib" tabir edilen mevcud olan anasır ve eşyadan toplamak suretiyle ona vücud vermektir. Eğer cilve-i ferdiyete ve Sırr-ı ehadiyete göre olsa, hadsiz
İNŞA
(Osmanlı Dönemi) Yapma. Vücuda getirme. Terkib etme. Bir şey peyda etmek
İNŞA
(Osmanlı Dönemi) Edb: Yazı dersi. Nesir yazmak
İNŞA
(Osmanlı Dönemi) Yaratma
inşa etmek
Kurmak, yapmak
inşâ
Favoriten