Hemen yolculuğa hazırlan.
- Get ready for the trip at once.
Bizim için sürpriz oldu, o hemen yeniden hayata döndü.
- To our surprise, she revived at once.
Derhal git, yoksa geç kalacaksın.
- Go at once, otherwise you will be late.
Derhal işimize başlayalım.
- Let's begin our work at once.
Aniden bir silah sesi duyduk.
- All at once we heard a shot.
Aniden bir patlama oldu.
- All at once there was an explosion.
Aynı zamanda iki şeyi yapamazsın.
- You can't do two things at once.
Kimse bir defada iki şeyi yapamaz.
- Nobody can do two things at once.
Bu işlerin hepsini bir defada yapmaya çalışma.
- Don't try to do all these things at once.
Onlar hepsi birden gülmeye başladılar.
- All at once they began to laugh.
Hep birden koşmaya başladılar.
- They began to run all at once.
Aniden gökyüzü karardı ve yağmur başladı.
- All at once the sky became dark and it started to rain.
Aniden bir silah sesi duyduk.
- All at once we heard a shot.
Aynı anda kaç tane iş yapabilirsin?
- How many jobs can you do at once?
İki şeyi aynı anda yapma.
- Don't do two things at once.
Bu birdenbire olmadı.
- It didn't happen all at once.
Birdenbire, tiz bir çığlık duydum.
- All at once, I heard a shrill cry.
Tell the doctor to come at once. She is having a baby.