Gerçek bilim bize şüphe etmeyi ve cahillikten kaçınmayı öğretir.
- True science teaches us to doubt and to abstain from ignorance.
Okuldan nefret ederim fakat cahillik daha kötü.
- I hate school but ignorance is worse.
Tom'un bana dediği gibi Esperanto'nun iki düşmanı var, bilgisizlik ve ön yargı.
- As Tom told me, Esperanto has two enemies, ignorance and prejudice.
Bilgisizlik cezadan korumaz.
- Ignorance does not protect against punishment.
O, yemek pişirmede oldukça bilgisizdir.
- She is quite ignorant of cooking.
Ne kadar çok öğrenirsek, cehaletimizi o kadar iyi farkederiz.
- The more we learn, the better we realize our ignorance.
O benim cehaletimden yaralandı.
- She took advantage of my ignorance.
Çok cahil olduğu için ona gülündü.
- He was laughed at for being so ignorant.
Cahil için özgürlük yoktur.
- There is no freedom for the ignorant.
En iyisi bu konuyu göz ardı etmek.
- It is better to ignore this point.
Tom'un tavsiyesine aldırmamak bir hata olurdu.
- It would be a mistake to ignore Tom's advice.
O beni tamamen ihmal etti.
- She completely ignored me.
O kaba, kibirli ve cahil.
- He's rude, arrogant and ignorant.
Tom'un geçmişini göz ardı edemeyiz.
- We can't ignore Tom's past.
En iyi arkadaşım yanımdan geçti ve beni tamamen görmezden geldi.
- My best friend walked by and totally ignored me.
Tom gözardı edildiğini fark ediyor.
- Tom realizes he's being ignored.
Tom, Mary tarafından gözardı edildiğini hissetti.
- Tom felt ignored by Mary.
O beni tamamen ihmal etti.
- She completely ignored me.
Herkes Tom'u görmezlikten geldi.
- Everyone ignored Tom.
Debby'ye merhaba dedim fakat o beni bütünüyle görmezlikten geldi.
- I said hello to Debby but she totally ignored me.
Tom seni göz ardı etmiyor.
- Tom isn't ignoring you.
Neden bu basit soruyu göz ardı ediyorsun?
- Why are you ignoring this simple question?
Tom'un bana dediği gibi Esperanto'nun iki düşmanı var, bilgisizlik ve ön yargı.
- As Tom told me, Esperanto has two enemies, ignorance and prejudice.
Onun başarısızlığı onun bilgisizliğinden kaynaklanmaktadır.
- His failure is due to his ignorance.
O, gerçekten habersizdi.
- He was ignorant of the fact.
Onlar kurallardan habersiz.
- They are ignorant of the rules.
Tom disregarded Mary's advice completely.
- Tom ignored all of Mary's warnings.