iş yapmak

listen to the pronunciation of iş yapmak
Türkisch - Englisch
{f} work

Tom had to do some work. - Tom biraz iş yapmak zorundaydı.

If you want to do good work, you should use the proper tools. - İyi bir iş yapmak istiyorsanız, uygun araçları kullanmalısınız.

{f} deal

Whose turn is it to deal? - İş yapmak için kimin sırası?

The soul of commerce is upright dealing. - Ticaretin ruhu dürüst iş yapmaktır.

{f} trade
{f} traffic
turn over
deal with
ply
carry on business
doing business

Doing business is really difficult. - İş yapmak gerçekten zor.

I'm looking forward to doing business with you. - Seninle iş yapmak için sabırsızlanıyorum.

job

I want to do a good job. - Ben iyi bir iş yapmak istiyorum.

Everyone claims that it's harder to play comic roles than others, but that's not true at all. Doing a good job is always difficult, in any area. - Herkes komik roller oynamanın diğerlerinden daha zor olduğunu iddia ediyor fakat bu hiç doğru değil. Herhangi bir alanda, iyi bir iş yapmak her zaman zordur.

to have dealings (with sb), to trade
do business

My friends want to do business with South American firms. - Arkadaşlarım Güney Amerikan şirketleriyle iş yapmak istiyor.

My friend wants to do business with South American firms. - Arkadaşım Güney Amerikan şirketleriyle iş yapmak istiyor.

transact business
iş yap
perform an action
Türkisch - Türkisch

Definition von iş yapmak im Türkisch Türkisch wörterbuch

iş yapma
edi