having no obvious colour; gray

listen to the pronunciation of having no obvious colour; gray
Englisch - Türkisch

Definition von having no obvious colour; gray im Englisch Türkisch wörterbuch

neutral
tarafsız

Taylor tarafsız olmaya çalıştı. - Taylor tried to be neutral.

O ülke II.Dünya Savaşı boyunca tarafsız kaldı. - That country remained neutral throughout World War II.

neutral
{s} nötr

Alkali asitleri nötr hale getirir. - Alkalis neutralize acids.

Bu şirket beş yıl içinde karbon nötr olmayı planlıyor. - This company plans to become carbon neutral within five years.

neutral
(Otomotiv) boş

İstediğin kadar gaza bas, arabanın vitesi boşta olduğu için hiçbir yere gidemeyiz. - You can accelerate as much as you want, but since the car's in neutral, we won't be going anywhere.

neutral
(Kimya) yüksüz
neutral
(İnşaat) dengede
neutral
nötür
neutral
(Bilgisayar) bağımsız
neutral
sistematik
neutral
tarafsız ülke/kimse
neutral
yansız
neutral
ne asit ne de alkali niteliğinde olan
neutral
{i} oto. boş vites
neutral
{i} tarafsız kimse/ülke
neutral
erkeklik veya dişilik organı olmayan
neutral
(Tekstil) yansız, nötr
neutral
nötral,yansız
neutral
(Askeri) ATMOSFER TABAKALARINDA SICAKLIK EŞİTLİĞİ: Yere temas eden havanın, yerin hemen üstündeki havayla aynı sıcaklıkta bulunması hali; havanın istikrar durumu. Bu durumda, hiç bir hava cereyanı yoktur. Bak. "atmospheric stability"
neutral
(sıfat) nötr, tarafsız, yansız, cinsiyet organı olmayan
neutral
etkisiz
neutral
(Tıp) Ne asit ne de kalevi mahiyetinde olan, nötr, mutedil
Englisch - Englisch
neutral
having no obvious colour; gray
Favoriten