Mary çok çalışkan bir kadın.
- Mary is a very hard-working woman.
Sami çok çalışkan biri adamdı.
- Sami was a very hard-working guy.
Bush çalışkan bir ekip kurdu.
- Bush put together a hard-working team.
Kunduzlar çalışkan hayvanlardır.
- Beavers are hard-working animals.
Tom Bill'den daha çalışkan değil.
- Tom is no more hardworking than Bill is.
Japonya'ya gitmek istemeyi tercih etmemin sebebi onların çalışkan ve dürüst kişilikleridir.
- The reason I prefer to go to Japan is that the people in Japan are hardworking and have honest personalities.
Ağır iş için teşekkürler.
- Thanks for the hard work.
Tom çok çalışkan bir öğrencidir.
- Tom is a very hardworking student.
Tom çok çalışkan değil.
- Tom isn't very hardworking.
Sıkı çalışma başarının önemli bir faktörüdür.
- Hard work is an essential element of success.
Ebeveynler çocuklarını dürüstlük ve sıkı çalışmanın önemi üzerine etkilemeye çalışıyorlar.
- Parents try to impress upon their children the importance of honesty and hard work.
... I'm very, very disciplined and hard-working. ...
... do things exposed hard-working families ...