Mary çok çalışkan bir kadın.
- Mary is a very hard-working woman.
Çinliler çok çalışkan bir halktır.
- The Chinese are a hard-working people.
Sanırım Tom çalışkan.
- I think Tom is hard-working.
Çinliler çok çalışkan bir halktır.
- The Chinese are a hard-working people.
Baş katip çalışkan bir adam değil fakat üstlerine nasıl yaltaklanacağını bildiği için çabuk ilerliyor.
- The chief clerk is not a hardworking man, but gets ahead rapidly because he knows how to curry favor with his superiors.
Tom Bill'den daha çalışkan değil.
- Tom is no more hardworking than Bill is.
Ağır iş için teşekkürler.
- Thanks for the hard work.
Tom çok çalışkan değil.
- Tom isn't very hardworking.
Tom çok çalışkan bir öğrencidir.
- Tom is a very hardworking student.
Jim başarısını sıkı çalışmaya bağlıyor.
- Jim attributes his success to hard work.
Tom Mary'nin sıkı çalışmasını takdir etti.
- Tom appreciated Mary's hard work.
... I'm very, very disciplined and hard-working. ...
... give these hard-working responsible americans ...