halkalanma

listen to the pronunciation of halkalanma
Türkisch - Englisch

Definition von halkalanma im Türkisch Englisch wörterbuch

halka
hoop
halka
link

The chain is no stronger than its weakest link. - Zincir en zayıf halkasından daha güçlü değildir.

The chain is no stronger than its weakest link. - Zincir en zayıf halkası kadar güçlüdür.

halka
circle

Tom wasn't wearing a wedding ring, but Mary noticed a white circle on his ring finger. - Tom bir alyans takmıyordu ama Mary onun yüzük parmağında beyaz bir halka fark etti.

Mary had dark circles under her eyes. - Mary'nin gözlerinin altında mor halkalar vardı.

halka
{i} ring

What do you think of Tom's nose ring? - Tom'un burun halkası hakkında ne düşünüyorsun?

Uranus has eleven known rings, which contain dark, boulder-sized particles. - Uranus'un kara, kaya parçaları şeklinde nesneleri içeren, onbir bilinen halkası vardır.

halka
{i} round
halka
{i} wreath
halka
donut
halka
anulus
halka
(Arılık) segment
halka
annulus
halka
doughnut
halka
strap
halka
(Otomotiv) spacer
halka
bangle
halka
collet
halka
hank
halka
annulation
halka
free float
halka
slang queen, passive male homosexual
halka
whorl
halka
torus
halka
circle, circular ripple
halka
circle (formed by people)
halka
(oyun) quoits
halka
ring (for the finger, ear, or nose)
halka
circle (under the eye)
halka
eye

I'm not sleeping well currently and now have rings under the eyes. - Şu anda iyi uyumuyorum ve artık gözler altında halkalarım var.

Tom has dark circles under his eyes. - Tom'un gözlerinin altında koyu renkli halkalar vardır.

halka
ring-shaped salty biscuit
halka
coil
halka
hoop, ring; circle; (zincir) link; bangle
halka
gymnastics ring
halka
ring, a circular band, circlet
halka
circlet
halka
spiro
halka
verticil
halka
circuit
halka
quoit
halkalanmak
to be fastened with a ring
halkalanmak
to curl in ringlets
halkalanmak
to be encircled
halkalanmak
to take the shape of a circle, form a circle
Türkisch - Türkisch
Halkalanmak işi
HALKA
(Osmanlı Dönemi) Ortası boş yuvarlak şekil
HALKA
(Osmanlı Dönemi) Dâire şeklinde olan şey
halka
Su gibi sıvıların içine katı bir nesnenin düşmesiyle oluşan, gittikçe büyüyerek açılan çembere benzeyen biçim
halka
Sestod strobilasında bulunan segmentlerin her birine verilen ad
halka
Çember biçiminde dizilmiş topluluk
halka
Bir tür ufak, yağlı ve tuzlu simit: "İstanbul fırınları çocuk bileği gibi ince halkalar yaparlardı."- R. N. Güntekin
halka
Uykusuzluk, yorgunluk, üzüntü gibi sebeplerle göz altında beliren koyuluk: "Benim mi Allahım bu çizgili yüz? / Ya gözler altındaki mor halkalar?"- C. S. Tarancı
halka
Yerden yüksekliği ayarlanabilen aralıklara asılı iki halatın uçlarına takılan 18 cm çapında, 28 mm kalınlığında tahta veya deri kaplı iki demir halkadan oluşan asılma araçlarından her biri
halka
Su gibi sıvıların içine katı bir nesnenin düşmesiyle oluşan, gittikçe büyüyerek açılan çembere benzeyen biçim. Çember biçiminde dizilmiş topluluk
halka
Çember biçiminde çeşitli nesnelerden yapılmış tutturma aracı
halka
Çeşitli metallerden veya tahtadan yapılmış çember
halka
Bir tür yağlı ve tuzlu simit
halka
Uykusuzluk, yorgunluk, üzüntü gibi sebeplerle göz altında beliren koyuluk
halka
Bir tür ufak, yağlı ve tuzlu simit
halka
Niğde'nin mahalle fırınlarında pişirilen mayalı ekmek türü
halka
Değerli metallerden yapılan çember biçimindeki süs eşyası
halka
Çeşitli metallerden veya tahtadan yapılmış çember: "Belinde uzun gümüş halkalarla asılı gümüş anahtarları vardı."- F. R. Atay. Çember biçiminde çeşitli nesnelerden yapılmış tutturma aracı
halkalanmak
Halka biçiminde oluşmak