Sigara içmek kesinlikle yasaktır.
- Smoking is strictly forbidden.
Onun dışarı çıkması yasaklandı.
- She is forbidden to go out.
Onlar yasaklanmış domuzu kurban etti, ve onu yemeyi reddeden herkesi öldürdüler.
- They sacrificed forbidden swine, and put to death all who refused to eat.
Avcılık artık yasaklanmıştır.
- Hunting is forbidden now.
Fahişelik, kumar, uyuşturucu madde kullanımı, sarhoşluk, düzeni bozmak ve diğer yasadışı etkinlikler kesinlikle yasaklanmıştır.
- Prostitution, gambling, the use of narcotic substances, drunkenness, disorder, and all other illegal activities are STRICTLY FORBIDDEN.
Onun dışarı çıkması yasaklandı.
- She is forbidden to go out.
Eski karısı, adamın kendisine 200 metreden fazla yaklaşmasını yasaklayan bir mahkeme emri çıkarttı.
- His ex-wife obtained a court order that forbid him from coming closer than 200 yards.
Onlar yasaklanmış domuzu kurban etti, ve onu yemeyi reddeden herkesi öldürdüler.
- They sacrificed forbidden swine, and put to death all who refused to eat.
This kind of immediate control structure we take to be characteristic of the tribe, and it leads to a rather rigid type of system in which 'every action not mandatory is forbidden'.