Bunun için iyi bir neden vardı.
- There was a good reason for this.
Bunun için tüm sorumluluğu kabul edeceğim.
- I will accept full responsibility for this.
Sana olan aşkım sana her şeyi söylememe izin vermeyecek. Bazı şeyler söylenmemiş olarak bırakılsa iyi olur.
- My love for you won't let me tell you everything. Some things are better left unsaid.
Senin hataların bile sana olan saygımı azaltmaz ve arkadaşlıkta önemli olan budur.
- Even your faults do not lessen my respect for you, and in friendship this is what counts.
İyiliğiniz için size minnettarım.
- I am grateful to you for your kindness.
Yardımınız için size çok minnettarım.
- I'm very grateful to you for your help.
Bunu senin için yapıyorum.
- I'm doing it for you.
Patates cipsi senin için iyi değildir.
- Potato chips are not good for you.
Bu akşam onun için bir veda partisi düzenliyoruz.
- We are giving a farewell party for him tonight.
Onun için ne kadar ödedin?
- How much did you pay for him?
Bu benim için çok zordu.
- It's too hard for me.
Bu benim için çok zordu.
- This is too difficult for me.
run for it.