filter for displaying text one screen at the time

listen to the pronunciation of filter for displaying text one screen at the time
Englisch - Türkisch

Definition von filter for displaying text one screen at the time im Englisch Türkisch wörterbuch

more
{s} daha fazla

Bir dörtlü, bir üçlüden bir üye daha fazladır. - A quartet has one more member than a trio.

Cüzdanımda daha fazla para yok. - I have no more money in my wallet.

more
daha

Bir gece daha kalmak istiyorum. Mümkün mü? - I'd like to stay one more night. Is that possible?

Ben senden daha güzelim. - I am more beautiful than you.

more
(Bilgisayar) ayrıntılar
more
(Bilgisayar) tümü
more
(Bilgisayar) en çok
more
(Bilgisayar) başka

İnekler bu ülkede başka bir hayvandan daha faydalıdır. - Cows are more useful than any other animal in this country.

Tom tanıdığım başka herhangi birinden daha çok kitap okur. - Tom reads more books than anyone else I know.

more
(Bilgisayar) tüm

Tüm istediğim biraz daha dikkatti. - All I wanted was a little more attention.

Kanada civarında bir yerde birkaç dönüm karla ilgili iki ulusun savaşta olduğunu ve bu güzel savaşa tüm Kanada'nın değdiğinden daha çok para harcadıklarını bilirsiniz. - You know that two nations are at war about a few acres of snow somewhere around Canada, and that they are spending on this beautiful war more than the whole of Canada is worth.

more
-den daha çok
more
(Bilgisayar) tüm seçenekler
more
ziyade

Doktor kırık parmağından ziyade Tom'un ayak bileği hakkında daha endişeli olduğunu söyledi. - The doctor said he was more concerned about Tom's ankle than his broken finger.

Yarasa, bir kuş olmaktan ziyâde, bir sıçandır. - A bat is no more a bird than a rat is.

more
(Bilgisayar) ek bilgi
more
daha çok

Alçak gönüllülük çoğunlukla kibirden daha çok yükseltir. - Humility often gains more than pride.

Seni ondan daha çok seviyorum. - I love you more than him.

more
neither more nor less ne fazla ne eksik
more
{s} daha: one more time bir kez daha. two more oranges iki
more
fazla bir şey

Benim için yapabileceğin daha fazla bir şey yok. - There's nothing more you can do for me.

Daha fazla bir şey var mı? - Is there something more?

more
tam o kadar
more
takriben
more
bir kat fazla
Englisch - Englisch
more
filter for displaying text one screen at the time

    Silbentrennung

    fil·ter for displaying text one screen at the time

    Türkische aussprache

    fîltır fôr dîspleyîng tekst hwʌn skrin ät dhi taym

    Aussprache

    /ˈfəltər ˈfôr dəˈsplāəɴɢ ˈtekst ˈhwən ˈskrēn ˈat ᴛʜē ˈtīm/ /ˈfɪltɜr ˈfɔːr dɪˈspleɪɪŋ ˈtɛkst ˈhwʌn ˈskriːn ˈæt ðiː ˈtaɪm/
Favoriten