fabrikacı

listen to the pronunciation of fabrikacı
Türkisch - Englisch
factory owner, manufacturer
fabrika
factory

The factory decided to do away with the old machinery. - Fabrika eski makineleri kaldırmayı düşünüyor.

This factory manufactures automobile parts. - Bu fabrika, otomobil parçaları üretmektedir.

fabrika
(Hukuk) plant

Crude oil is refined at this plant. - Ham petrol bu fabrikada arıtılır.

We have a plant in Boston. - Boston'da bir fabrikamız var.

fabrika
install
fabrika
(Askeri) arsenal
fabrika
production plant
fabrika
(Ticaret) work

My older brother is planning to work at a drug factory. - Ağabeyim, bir ilaç fabrikasında çalışmayı planlıyor.

He had been working in the factory for three years when the accident occurred. - Kaza meydana geldiğinde, o üç yıldır fabrikada çalışıyordu.

fabrika
manufacturing plant
fabrika
mill

He works at the steel mill. - O, çelik fabrikasında çalışmaktadır.

Tom works at the steel mill. - Tom çelik fabrikasında çalışıyor.

fabrika
manufactory
fabrika
factory, works, plant, mill
fabrika
factory, plant, works
fabrika
workshop
fabrika
hacienda
fabrika
works

Tom works for a large factory. - Tom büyük bir fabrika için çalışıyor.

My father works in a factory. - Benim babam bir fabrikada çalışır.

Türkisch - Türkisch
Fabrika sahibi veya fabrika işleten kimse, fabrikatör
fabrikatör
fabrika
İşlenmemiş veya yarı işlenmiş maddelerin makine, araç vb. ile işlenerek tüketime hazır duruma getirildiği sanayi kuruluşu, üretim evi: "Bir deri fabrikası her yerde yapılabilir."- Y. K. Beyatlı
FABRİKA
(Osmanlı Dönemi) Sanayi mâmüllerinin büyük ölçüde imal edildiği yer
Fabrika
üretimlik
Fabrika
üretim evi
fabrika
İşlenmemiş veya yarı işlenmiş maddelerin makine, araç vb. ile işlenerek tüketime hazır duruma getirildiği sanayi kuruluşu, üretim evi
fabrikacı
Favoriten