fabrikacı

listen to the pronunciation of fabrikacı
Türkisch - Englisch
factory owner, manufacturer
fabrika
factory

The output of this factory has increased by 20%. - Bu fabrikanın üretimi % 20 oranında artmıştır.

This factory manufactures automobile parts. - Bu fabrika, otomobil parçaları üretmektedir.

fabrika
(Hukuk) plant

Valentina's mother worked in a textile plant. - Valentina'nın annesi bir tekstil fabrikasında çalıştı.

Her father was a tractor driver and her mother worked in a textile plant. - Babası bir traktör sürücüsüydü ve annesi bir tekstil fabrikasında çalıştı.

fabrika
install
fabrika
(Askeri) arsenal
fabrika
production plant
fabrika
(Ticaret) work

He works in a factory. - O bir fabrikada çalışır.

My older brother is planning to work at a drug factory. - Ağabeyim, bir ilaç fabrikasında çalışmayı planlıyor.

fabrika
manufacturing plant
fabrika
mill

He works at the steel mill. - O, çelik fabrikasında çalışmaktadır.

Tom works at the steel mill. - Tom çelik fabrikasında çalışıyor.

fabrika
manufactory
fabrika
factory, works, plant, mill
fabrika
factory, plant, works
fabrika
workshop
fabrika
hacienda
fabrika
works

Tom works for a large factory. - Tom büyük bir fabrika için çalışıyor.

He works in a factory. - O bir fabrikada çalışır.

Türkisch - Türkisch
Fabrika sahibi veya fabrika işleten kimse, fabrikatör
fabrikatör
fabrika
İşlenmemiş veya yarı işlenmiş maddelerin makine, araç vb. ile işlenerek tüketime hazır duruma getirildiği sanayi kuruluşu, üretim evi: "Bir deri fabrikası her yerde yapılabilir."- Y. K. Beyatlı
FABRİKA
(Osmanlı Dönemi) Sanayi mâmüllerinin büyük ölçüde imal edildiği yer
Fabrika
üretimlik
Fabrika
üretim evi
fabrika
İşlenmemiş veya yarı işlenmiş maddelerin makine, araç vb. ile işlenerek tüketime hazır duruma getirildiği sanayi kuruluşu, üretim evi