She always says nice things about him, especially when he's around.
- O onun hakkında her zaman güzel şeyler söyler, özellikle o etrafta olduğunda.
Armstrong walked around.
- Armstrong, etrafta gezindi.
Tom circled the block looking for a place to park.
- Tom blokun etrafını dolaştı ve park etmek için bir yer buldu.
The planets circle the Sun.
- Gezegenler güneşin etrafında döner.
Brown saw that he was surrounded.
- Brown etrafının çevrildiğini gördü.
I saw them surrounding him.
- Onların onun etrafını çevirdiğini gördüm.