Education aims to develop potential abilities.
- Eğitim potansiyel yeteneklerini geliştirmeyi amaçlamaktadır.
Parents have a prior right to choose the kind of education that shall be given to their children.
- Ana baba, çocuklarına verilecek eğitim türünü seçmek hakkını öncelikle haizdirler.
I think you should stick to your training schedule.
- Sanırım eğitim planına bağlı kalmalısın.
They needed jobs and training.
- Onların işlere ve eğitime ihtiyacı vardı.
The level of English instruction in the country is very low.
- Kırsalda İngilizce eğitimi seviyesi çok düşük.
The trainer gave instructions in the afternoons.
- Eğitimci öğleden sonraları talimatlar verdi.
What's your favorite educational TV program?
- En sevdiğiniz TV eğitim programı nedir?
Television could be an important source of culture, and its educational broadcasts are valued in many schools.
- Televizyon önemli bir kültür kaynağı olabilir, ve eğitim yayınlarına birçok okulda değer verilmektedir.
I will have to wait till I finish schooling and start earning money.
- Eğitimi bitirinceye ve para kazanmaya başlayıncaya kadar beklemek zorunda kalacağım.
The mandatory character of schooling is rarely analyzed in the multitude of works dedicated to the study of the various ways to develop within children the desire to learn.
- Eğitimin zorunlu karakteri çocukların içinde öğrenme arzusu geliştirmek için çeşitli şekillerde çalışmaya adanmış işlerin çokluğunda nadiren analiz edilir.
Is physical education a required course?
- Beden eğitimi gerekli bir ders mi?
She was able to continue her education through correspondence courses.
- O, mektupla öğretim ile eğitimine devam edebildi.
Tom is a gym teacher.
- Tom bir beden eğitimi öğretmeni.
Tom works as a gym teacher.
- Tom beden eğitimi öğretmeni olarak çalışıyor.
I injured myself during the physical education lesson.
- Beden eğitimi dersinde sakatlandım.
Is physical education a required course?
- Beden eğitimi gerekli bir ders mi?