canlandırıcı

listen to the pronunciation of canlandırıcı
Türkisch - Englisch
{s} refreshing

A walk before breakfast is refreshing. - Kahvaltıdan önce bir yürüyüş canlandırıcıdır.

Esperanto is refreshingly different. - Esperanto canlandırıcı bir şekilde farklı.

exhilarating

He took an exhilarating walk along the riverside. - Nehir kenarı boyunca canlandırıcı bir yürüyüş yaptı.

He took an exhilarating walk. - O canlandırıcı bir yürüyüş yaptı.

stimulus
regenerative
stiffener
hearty
animator
enlivening, refreshing; animator
invigorating

The water was cold but invigorating. - Su soğuktu ama canlandırıcıydı.

bracing
(Hukuk) stimuli
tonic
uplifting
enlivening
crispy
stimulant
restorative
stimulating
stirring
living
stimulate
canlandırıcı ilaç
cordial
canlandırıcı içki
bracer
canlandırıcı içki
pickup
canlandırıcı içki
pick me up
canlandırıcı konuşma
pep talk
canlandırıcı olarak
cordially
canlandırıcı şey
pick me up
Türkisch - Türkisch
Bir canlı resim veya şema filmi için hareketliliği sağlayan tek tek resimleri yapan sanatçı
Canlılık veren, canlılık kazandıran
Otel, tatil köyü vb. turistik yerlerde konukları eğlendirmek için çeşitli oyunlar, gösteriler yapan kimse, animatör
Canlılık veren, canlılık kazandıran şey
animatör
canlandırıcı
Favoriten