Their apples aren't as good as ours.
- Onların elmaları bizimkiler kadar iyi değil.
We can't let these greedy bastards take what is ours.
- Bu açgözlü piçlerin bizimkileri almalarına izin veremeyiz.
We enjoyed ourselves at the seaside all day.
- Biz bütün gün deniz kenarında eğlendik.
We agreed among ourselves.
- Biz kendi aramızda anlaştık.
Their car overtook ours.
- Onların arabası bizimkini solladı.
Their price is below ours.
- Onların fiyatı bizimkinin altındadır.
We produce palm wine.
- Biz palmiye şarabı üretiyoruz.
This product brought us a large margin.
- Bu ürün bize büyük bir kar getirdi.