Bugün daha evvel Tom'la konuştum.
- I spoke with Tom earlier today.
Bana daha evvel söylemeliydin.
- You should've told me earlier.
Eskiden bu kent güzeldi.
- Formerly, this city was beautiful.
Tom eskiden bir Fransızca öğretmeniydi.
- Tom was formerly a French teacher.
Tom o zamana kadar geri dönebilir.
- Tom may be back by then.
Ancak, o zamana kadar, çok geçti.
- By then, however, it was too late.
O günlerde ben daha erken yatmaya gittim.
- In those days, I went to bed earlier.
Üzgünüm, mektubuna daha erken cevap vermedim.
- Sorry I haven't replied to your letter earlier.
O günlerde ben daha erken yatmaya gittim.
- In those days, I went to bed earlier.
Niçin çok daha erken söylemedin?
- Why didn't you say so earlier?
O zamana nalları dikmiş olurum.
- I'll be six feet under by then.
O zamana kadar bitirebilir misin?
- Can you finish by then?
Tom şimdi eskisinden çok daha erken kalkmak zorunda.
- Tom now has to get up much earlier than he used to.
Eskisinden biraz daha erken geldi.
- He came a little earlier than he used to.