Could I get a little piece of that cake?
- O pastadan bir parça alabilir miyim?
Please turn up the AC a little bit.
- Lütfen AC'yi bir parça aç.
The air feels somewhat cold this morning.
- Bu sabah hava bir parça soğuk geliyor.
He brought me a piece of information.
- Bana bir parça bilgi getirdi.
It's a very clever piece of kit.
- O, kit'in çok akıllı bir parçasıdır.
This town hasn't changed a bit since the 1970's.
- Bu şehir 1970'lerden beri bir parça değişmedi.
Tom brushed a bit of dirt off of his hat.
- Tom şapkasındaki bir parça kiri fırçaladı.
Please turn up the AC a little bit.
- Lütfen AC'yi bir parça aç.
I think we've learned a little bit from Tom.
- Sanırım Tom'dan bir parça öğrendik.
He brought me a piece of information.
- Bana bir parça bilgi getirdi.
I need an envelope, a piece of paper, and a pencil or a pen.
- Benim bir zarfa, bir parça kağıda ve kurşun kaleme ya da bir dolma kaleme ihtiyacım var.
Tom is something of a musician.
- Tom bir parça müzisyen.
Please write, on a piece of paper, something you like about the person sitting next to you.
- Bir parça kağıdın üzerine, yanınızda oturan kişi hakkında hoşlandığınız bir şey yazın lütfen.
It's clear Tom doesn't have an ounce of humanity.
- Tom'un bir parça insanlığının olmadığı açık.
Persian Gulf is an element of historical identity of Iranian People.
- İran körfezi, İran halkındaki tarihsel kimliğin bir parçasıdır.
I thought I was part of the problem.
- Sorunun bir parçası olduğumu düşündüm.