Tom and Mary spend a lot of time together.
- Tom ve Mary beraber epey zaman geçirdiler.
They loved to spend all day playing together.
- Tüm gün beraber oynamaya bayılırlardı.
As long as you are with him, you can't be happy.
- Onunla beraber olduğun sürece mutlu olamazsın.
I'm sticking with Tom.
- Tom'la beraber kalıyorum.
In the last minute, Marcello score an equalizing goal.
- Son dakikada Marcello bir beraberlik golü attı.
They worked jointly on this project.
- Onlar bu projede beraber çalıştılar.
Tom and I sat together at the concert.
- Tom ve ben konserde beraber oturduk.