bayanlar

listen to the pronunciation of bayanlar
Türkisch - Englisch
Women

The U.S. has won FIFA's Women's World Cup. - Amerika Birleşik Devletleri FIFA'nın Bayanlar Dünya Kupasını kazandı.

The women of France are beautiful. - Fransa'nın bayanları güzeldir.

mesdames
respectful title used when addressing a married women (French)
ladies

Ladies and gentlemen, due to an accident at the airport, our arrival will be delayed. - Bayanlar baylar, havaalanındaki bir kaza sebebiyle varışımız gecikecek.

Ladies and gentlemen, please notify the people to stop contributing to global warming and use nature-friendly equipment. - Bayanlar ve baylar, lütfen insanları küresel ısınmaya katkıda bulunmayı bırakmaları ve doğa dostu ekipmanlar kullanmaları için uyarın.

womens
bayan
lady

The boy, upon seeing a butterfly, proceeded to run after it, provoking the anger of his mother, who had ordered him to stay quiet while she gossiped with the lady next door. - Çocuk kelebeği gördüğünde, onu kovalamaya girişti, bitişikteki bayanla sohbet ederken ona sessiz kalmasını söyleyen annesini kızdırdı.

The lady, whom you talked to, is my sister. - Konuştuğun bayan benim kız kardeşimdir.

bayanlar baylar
(ve) ladies and gentleman
bayanlar takımı
women's team
bayanlar tuvaleti
powder room
bayan
madam

She is another Madame Curie. - O başka bir Bayan Curie.

There is a madam here. - Burada bir bayan var.

bayan
woman

This letter is to the old woman. - Bu mektup yaşlı bayanadır.

I will marry a beautiful Estonian woman. - Güzel bir Estonyalı bayanla evleneceğim.

bayan
mistress
bayan
female

Since 1990, eleven female students received the award. - 1990'dan beri, on bir bayan öğrenci ödülü aldı.

I know that my Chinese female friends enjoy my disciplining them. - Çinli bayan arkadaşlarımın onları disipline sokmamdan hoşlandıklarını biliyorum.

bayan
ma'am
bayan
wife

My wife sings in the ladies' choir. - Karım bayanlar korosunda şarkı söylüyor.

My wife Lidia is a beautiful, clever woman. - Eşim Lidia güzel, akıllı bir bayandır.

Bayan
signorina
bayan
mrs
bayan
dona
bayan
miss

Miss White is liked by everyone. - Bayan White herkes tarafından sevilir.

Miss Thomas teaches us history. - Bayan Thomas bize tarih öğretiyor.

bayan
missy
Bayan
Miss; Mrs.; Ms
Bayan
senora
Bayan
ms
Bayan
fraulein
Bayan
senorita
Bayan
signora
bayan
dame
bayan
Mrs., Miss, Ms.; lady, madame, ma'am
bayan
of or pertaining to a lady
bayan
madame

She is another Madame Curie. - O başka bir Bayan Curie.

bayan
lady's

The lady's funeral was held at the local church. - Bayanın cenazesi yerel kilisede düzenlendi.

The lady's behaviour was always dignified. - Bayanın davranışı her zaman onurluydu.

bayan
Mrs.; Ms
bayan
missis
bayan
lader
genç bayanlar
mesdemoiselles
Englisch - Englisch

Definition von bayanlar im Englisch Englisch wörterbuch

bayan
A type of chromatic button accordion developed in Russia in the early 20th century and named after 11th-century bard Boyan
bayan
{i} button accordion