başlayan

listen to the pronunciation of başlayan
Türkisch - Englisch
inceptive
entrant
starting in
inception
(Tıp) incipient
başlayan kimse
starter
başla
begin

I go into the store, and who do I see? An American friend, who immediately begins to tell me what has been going on with him since we last met. - Mağazaya gidiyorum ve kimi görüyorum? Onunla son kez buluştuğumuzdan beri kendisinde neler gittiğini bana hemen anlatmaya başlayan bir Amerikan arkadaşımı.

After one or two large factories have been built in or near a town, people come to find work, and soon an industrial area begins to develop. - Kasabada veya kasabanın yakınında bir veya iki büyük fabrika kurulduysa, insanlar iş bulmaya gider, ve yakında bir endüstriyel alan büyümeye başlar.

başla
began

You began to learn Esperanto. - Esperanto öğrenmeye başladınız.

He began to work for that company last year. - O, geçen yıl o şirket için çalışmaya başladı.

başla
(Bilgisayar) run

He stopped smoking and started running. - Sigarayı bıraktı ve koşmaya başladı.

The dog began to run. - Köpek koşmaya başladı.

başla
{f} beginning

The beginning is the most important part of the work. - Başlangıç işin en önemli kısmıdır.

Birth is, in a manner, the beginning of death. - Doğum,bir şekilde,ölümün başlangıcıdır.

başla
log on
başla
begun

My memory of her has begun to recede. - Onunla ilgili anılarım azalmaya başladı.

The journey has just begun. - Yolculuk henüz başladı.

başla
gotten start
başla
fall to
başla
go about

Now I must go about my work. - Şimdi işime başlamalıyım.

başla
strike up

The student center is a good place to strike up conversations. - Öğrenci merkezi konuşmalara başlamak için iyi bir yer.

başla
got start
başla
knuckle down
başla
set about

I must set about that work without delay. - Gecikmeden o işe başlamalıyım.

She had no idea how to set about her work. - İşine nasıl başlayacağı konusunda bir fikri yoktu.

başla
get start
başla
enter upon
başla
get down to

It's time to get down to business. - İşe başlamanın zamanıdır.

Now let's get down to work. - Şimdi çalışmaya başlayalım.

başla
commence

Hostilities commenced. - Düşmanlıklar başladı.

Direct flights between New York and Tokyo commenced recently. - New York ve Tokyo arasında doğrudan uçuşlar son zamanlarda başlamıştır.

başla
start off

I quit my job and moved so I could start off with a clean slate. - Maziye sünger çekip yeniden başlamak için işimi bıraktım ve taşındım.

Let's start off on the same page. - Aynı sayfada başlayalım.

başla
went about
başla
got down to
-den başlayan
starting from
başla
log#on
ile başlayan
starts with
aynı satırdan başlayan
run on
istemsiz kas hareketleriyle başlayan bir hastalık
chorea
oluşmaya başlayan
nascent
oyuna başlayan taraf
(iskambil) pone
yeni başlayan
beginner

This book is written in easy English for beginners to understand. - Bu kitap, yeni başlayanların anlaması için kolay İngilizce ile yazılmıştır.

This book is written in such easy English as beginners can understand. - Bu kitap yeni başlayanların anlaması için çok kolay İngilizce ile yazılmış.

yeni başlayan
inchoative
yeni başlayan
incoming
yeni başlayan kimse
intrant
yürümeye başlayan çocuk
toddler

The toddler wobbled when he first stood up. - Yürümeye başlayan çocuk ilk ayağa kalktığında yalpaladı.

Türkisch - Türkisch
(Osmanlı Dönemi) MÜBDİ