bağlayarak

listen to the pronunciation of bağlayarak
Türkisch - Englisch
conjunctively
bonding
coupling
binding
tackling
engaging
taping
fastening
bağla
(Bilgisayar) anchor
bağla
binding

It's not legally binding. - O yasal olarak bağlayıcı değil.

A tenancy agreement is a legally binding document between a landlord and their tenant. - Bir kira sözleşmesi, ev sahibi ve kiracıları arasında yasal olarak bağlayıcı bir belgedir.

bağla
(Bilgisayar) link to

I'll give you the link to the website. - İnternet sitesi için sana bağlantı vereceğim.

Would you be able to write down the link to the site? - Siteye bağlantı yazabilir misiniz?

bağla
{f} tether
bağla
ascribe to
bağla
{f} rope

Tie Tom up with this piece of rope. - Bu ip parçası ile Tom'u bağla.

Tom tied the rope around his waist. - Tom ipi beline bağladı.

bağla
{f} tied

Mother tied up three pencils with a piece of string. - Annem bir parça ip ile üç kurşun kalemi bağladı.

Tom wrapped the package and tied it with strings. - Tom paketi sardı ve iplerle bağladı.

bağla
plumb in
bağla
{f} linked

It is a prevalent belief, according to a nationwide poll in the United States, that Muslims are linked with terrorism. - ABD'de ülke çapındaki bir ankete göre Müslümanların terörle bağlantılı olduğu yaygın bir inançtır.

The events were closely linked. - Olaylar yakından bağlantılı idi.

bağla
{f} fastening
bağla
tie up

Tom is going to want to tie up some loose ends. - Tom bazı yarım kalmış işleri bağlayacak.

bağla
{f} attaching
bağla
{f} link

Tom linked to my website from his blog. - Tom bloğundan benim siteme bağlandı.

It is a prevalent belief, according to a nationwide poll in the United States, that Muslims are linked with terrorism. - ABD'de ülke çapındaki bir ankete göre Müslümanların terörle bağlantılı olduğu yaygın bir inançtır.

bağla
buckle up
bağla
{f} fastened

He fastened the horse's pack with a rope. - O, atın yükünü iple bağladı.

Please make sure that your seat belt is securely fastened. - Emniyet kemerinizin güvenle bağlanmış olduğundan emin olun.

bağla
{f} lace

Tom tied his shoe laces. - Tom ayakkabı bağlarını bağladı.

Mary laced up her boots. - Mary çizmelerini bağladı.

bağla
{f} connecting

I'm not connecting your computers. - Ben senin bilgisayarlarını bağlamıyorum.

My computer doesn't seem to be connecting to the printer. - Bilgisayarım yazıcıya bağlantılı gibi görünmüyor.

bağla
bind

It's not legally binding. - O yasal olarak bağlayıcı değil.

A tenancy agreement is a legally binding document between a landlord and their tenant. - Bir kira sözleşmesi, ev sahibi ve kiracıları arasında yasal olarak bağlayıcı bir belgedir.

bağla
do up
bağla
{f} cord

A developing embryo connects to the placenta via the umbilical cord. - Gelişmekte olan bir embriyo, göbek kordonu yoluyla plasentaya bağlanır.

He connected the cord to the machine. - O, kordonu makineye bağladı.

bağla
ascribe

We ascribe his success to hard work. - Onun başarısını sıkı çalışmaya bağladık.

bağla
{f} strapping
bağla
fasten

Fasten your seat belt when you drive. - Araba kullanırken emniyet kemerinizi bağlayın.

She advised him to fasten his seat belt. - O ona emniyet kemerini bağlamasını tavsiye etti.

bağla
{f} attached

Tom attached some twine to the kite. - Tom uçurtmaya biraz ip bağladı.

Mary attached Tom's mittens to his coat. - Mary Tom'un eldivenlerini ceketine bağladı.

bağla
{f} strap
bağla
{f} tie

Mother tied up three pencils with a piece of string. - Annem bir parça ip ile üç kurşun kalemi bağladı.

I can't tie a very good knot. - Ben çok iyi bir fiyonk bağlayamam.

bağla
hook up
bağla
{f} bond

You can't destroy the precious bond between mother and child. - Anne ve çocuk arasındaki değerli bağları yok edemezsiniz.

bağla
{f} taping
bağla
attach

Attach this label to your package. - Bu etiketi paketinize bağlayın.

Tom attached some twine to the kite. - Tom uçurtmaya biraz ip bağladı.

bağla
ascribe to be
bağla
attach to
bağla
ligate
bağla
{f} coupling
bağla
{f} secured
bağla
corded
bağla
bonded
bağla
{f} secure

Tom knotted the rope securely. - Tom ipi güvenli bir biçimde bağladı.

Please make sure that your seat belt is securely fastened. - Emniyet kemerinizin güvenle bağlanmış olduğundan emin olun.

bağla
bonding
bağla
belay
bağla
ascribeto
bağla
plumbin
bağla
doup
Türkisch - Türkisch

Definition von bağlayarak im Türkisch Türkisch wörterbuch

bağla
Değirmen çarkını franleyen ağaç
bağla
Su hendi tıkaçı
bağlayarak
Favoriten