Definition von ayrılıkçı im Türkisch Englisch wörterbuch
- (Hukuk) seperatist
- schismatical
- schismatic
- separatist
The separatists began to occupy the airport.
-Ayrılıkçılar havaalanını işgal etmeye başladılar.
The separatist movement is creating conflict within the country.
-Ayrılıkçı hareket ülke içinde çatışma yaratıyor.
- secessionist
- clannish
- secessional
- ayrılık
- separation
The separation between myself and him was painful, but necessary.
-Kendim ve o arasındaki ayrılık sancılı ama gerekliydi.
I was looking forward to the day when I could see him after five years' separation.
-Beş yıllık ayrılıktan sonra onu göreceğim günü sabırsızlıkla bekliyordum.
- ayrılıkçı terör örgütü
- separatist terrorist organization
- ayrılıkçı terör örgütü
- (Hukuk) seperatist terrorist organization
- ayrılık
- faction
- ayrılık
- rift
- ayrılık
- disparity
- ayrılık
- dissent from
- ayrılık
- separateness
- ayrılık
- split
Divorce can put mutual friends of the divorcing couple in a difficult position, particularly if it's an acrimonious split.
-Boşanmalar, boşanan çiftlerin ortak arkadaşlarını zor durumda bırakabilir, özellikle de ayrılık sert ve tantanalı olmuşsa.
- ayrılık
- discreteness
- ayrılık
- {i} dissent
- ayrılık
- disunity
Unity is better than disunity.
-Birlik, ayrılıktan daha iyidir.
- ayrılık
- discrepancy
- (gurup) ayrılıkçı
- clannish
- ayrılık
- parting
Divorce is generally a painful parting.
-Boşanma genellikle acı bir ayrılıktır.
- ayrılık
- disagreement
- ayrılık
- clash
- ayrılık
- standoff
- ayrılık
- difference
- ayrılık
- dissimilarity
- ayrılık
- gap
- ayrılık
- separation; discrepancy, rift; gap
- ayrılık
- remoteness, separation
- ayrılık
- dissentient
- ayrılık
- divorce
Divorce is generally a painful parting.
-Boşanma genellikle acı bir ayrılıktır.
Divorce can put mutual friends of the divorcing couple in a difficult position, particularly if it's an acrimonious split.
-Boşanmalar, boşanan çiftlerin ortak arkadaşlarını zor durumda bırakabilir, özellikle de ayrılık sert ve tantanalı olmuşsa.
- ayrılık
- difference, lack of accord
- ayrılık
- detach
- ayrılık
- division
Terrorism is the most important factor for the division of a country and the creation of autonomous regions.
-Terörizm, bir ülkenin bölünmesi ve ayrılıkçı bölgelerin oluşumu için en önemli faktördür.
- ayrılık
- severalty
- ayrılık
- exempt
Relevante Übersetzungen
Definition von ayrılıkçı im Türkisch Türkisch wörterbuch
- Ayrılık
- (Osmanlı Dönemi) ÇÂRE
- Ayrılık
- (Osmanlı Dönemi) VEDA'
- Ayrılık
- (Osmanlı Dönemi) MÜZAHEME
- ayrılık
- Birinden uzak düşme
- ayrılık
- Düşünce, görüş veya duygu arasındaki uymazlık, mubayenet
- ayrılık
- Düşünce, görüş veya duygu arasındaki uymazlık, mübayenet
- ayrılık
- Ayrı olma durumu
- ayrılık
- Evlilik birliğinin yargıç kararı ile geçici bir süre için kaldırılması