Duygularımı ifade etmede iyi değilim.
- I'm not good at expressing my feelings.
Duygularımı ifade etmeye kelimeler aciz kalır.
- Words fail me in expressing my emotion.
Bazen görüşlerini ifade etmekte sorun yaşadı.
- He sometimes has trouble expressing his opinions.
O, fikrini ifade etmede geri kalmış.
- She is backward in expressing her opinion.
Tom hem İngilizce hem de Fransızca konuşarak büyüdü.
- Tom grew up speaking both English and French.
Evde Fransızca konuşarak büyüdüm.
- I grew up speaking French at home.
Seninle Fransızca konuşmaktan vazgeçeceğim.
- I'll stop speaking to you in French.
İngilizce konuşmak kolay değildir.
- Speaking English isn't easy.
Hiç Fransızca konuşan birini duydun mu?
- Have you ever heard someone speaking French?
Hiç İngilizce konuşan bir izleyici ile konuştun mu?
- Have you ever spoken to an English speaking audience?
Tom halka hitap etmede iyidir.
- Tom is good at public speaking.