Derhal işimize başlayalım.
 - Let's begin our work at once.
Resimde gördükten sonra, onu derhal tanıdım.
 - Having seen him in the picture, I recognized him at once.
Biz hemen başlamalıyız.
 - We must start at once.
Bizim için sürpriz oldu, o hemen yeniden hayata döndü.
 - To our surprise, she revived at once.
Aniden bir feryat duydum.
 - All at once, I heard a cry.
Aniden gökyüzü karardı ve yağmur başladı.
 - All at once the sky became dark and it started to rain.
Aynı zamanda iki şeyi yapamazsın.
 - You can't do two things at once.
Kimse bir defada iki şeyi yapamaz.
 - Nobody can do two things at once.
Bu işlerin hepsini bir defada yapmaya çalışma.
 - Don't try to do all these things at once.
Ne kadar zor bir şey, sevmek ve akıllı olmak, ve her ikisi birden.
 - How difficult a thing it is, to love, and to be wise, and both at once.
Birdenbire, o konuştu.
 - All at once, he spoke out.
Aniden bir patlama oldu.
 - All at once there was an explosion.
Aniden bir silah sesi duyduk.
 - All at once we heard a shot.
Aynı anda kaç tane iş yapabilirsin?
 - How many jobs can you do at once?
İki şeyi aynı anda yapma.
 - Don't do two things at once.
Birdenbire, tiz bir çığlık duydum.
 - All at once, I heard a shrill cry.
Bu birdenbire olmadı.
 - It didn't happen all at once.
Bütün arkadaşlarımı hep birden davet edemem.
 - I can't invite all my friends at once.
Hep birden koşmaya başladılar.
 - They began to run all at once.
Tell the doctor to come at once. She is having a baby.
He tried to eat four cookies at once.