Tom was breathing heavily.
 - Tom aşırı derecede nefes alıyordu.
The future of our company is at stake. We have been heavily in the red for the last couple of years.
 - Şirketimizin geleceği tehlikede. Son birkaç yıldır aşırı derecede borçluyuz.
Tom said he was extremely tired.
 - Tom aşırı derecede yorgun olduğunu söyledi.
Mary is extremely attractive.
 - Mary aşırı derecede çekici.
I am afraid your translation is overly literal.
 - Korkarım ki senin çevirin aşırı derecede kelimesi kelimesine.
I wasn't overly tired.
 - Aşırı derecede yorgun değildim.
Ann is exceedingly fond of chocolate.
 - Ann aşırı derecede çikolataya düşkün.
Marie blushed exceedingly, lowered her head, and made no reply.
 - Marie aşırı derecede kızardı, başını indirdi ve hiç karşılık vermedi.
The hotels here are kept unusually clean.
 - Buradaki oteller aşırı derecede temiz tutulur.
I hear that you are having an unusually cold winter.
 - Aşırı derecede soğuk bir kış yaşadığınızı duydum.
I enjoyed myself enormously, believe me.
 - Aşırı derecede eğlendim, inan bana.
Mary is extremely attractive.
 - Mary aşırı derecede çekici.
This is extremely hard for him.
 - Bu onun için aşırı derecede zordur.