asılı

listen to the pronunciation of asılı
Türkisch - Englisch
suspended

The earth is just a sphere suspended in space. - Dünya sadece uzayda asılı duran bir küredir.

hanging, suspended
suspensory
in suspense
dependent
pendant
pendulous
hanging, suspended; hanged, executed
hanging

Tom was the one who gave me the painting that's hanging above my fireplace. - Şöminemin üstünde asılı duran tabloyu bana veren kişi Tom'du.

A crystal chandelier was hanging over the table. - Bir kristal avize masanın üzerinde asılıydı.

pending
nesli origin, background
(Bilgisayar) hang

Tom had several photos of Mary hanging on his wall. - Tom'un Mary'ye ait duvarında asılı birkaç fotoğrafı vardı.

Many paintings hang in the shop. - Dükkânda birçok resim asılıdır.

executed
reliant
pendent
baggy
tagged out
hung in
hanged
appendant
penduline
hung

A lot of pictures are hung in the meeting room. - Toplantı odasının duvarında birçok resim asılı.

The picture is hung upside down. - Resim baş aşağı asılı.

asılı durmak
hang on
asılı olmak
impend
asılı astarı
essence, true form
asılı astarı/faslı olmamak
to be unfounded, not to be true
asılı durmak
hang
asılı durmak
latch on to
asılı durmak
be slung from
asılı durmak
poise
asılı esası/faslı yok
There is no truth in it
asılı olmak
be dependent
asılı olmak
to hang
asılı olmak
lop
asılı tutmak
dangle
asılı var
It is substantially true./It is founded on fact
asılı yok
It is not true
asılı çıkmak
to be confirmed
asılı şey
pendent
dingil altında asılı
underslung
havada asılı kalma
poise
suya asılı yaşayan mikroskobik deniz canlıları
plankton
Türkisch - Türkisch
asık
ASILI
Asılmış olan
asılı
Favoriten