Kayaya oyulmuş yazıt milattan önce altıncı yüzyıldandır.
- The inscription carved into the rock is from the sixth century B.C.
Tom yaratıcı yazım dersi aldı.
- Tom took a creative writing class.
Yazımı nasıl düzenlemem gerekir?
- How should organize my writing?
Tek yazılması gereken iki kelimeyi, iki ayrı kelime olarak yazmak Norveç'te büyük bir problemdir.
- Writing two separate words when it should be written as one is a big problem in Norway.
Bir mektup yazıyorum.
- I'm writing a letter.
Leyla'nın kartvizitinde dini yazılar vardı.
- Layla had religious inscriptions in her business card.
Madalyanın bir yazısı var.
- The medal had an inscription.
Birkaç hata dışında yazınız iyi.
- Your writing is good except for a few mistakes.
Ona her hafta yazdığını hatırlıyor.
- He remembers writing to her every week.
O bazı arkadaşlarına yazıyor.
- He is writing to some friends of his.
O, bu sabahtan beri şiirler yazıyor.
- He has been writing poems since this morning.
Tom günün çoğunu yerel bir dergi için bir makale yazarak geçirdi.
- Tom spent the better part of the day writing an article for a local magazine.
Elle mektuplar yazarak çok zaman harcıyoruz.
- We're eating up a lot of time writing letters by hand.
Eşcinsellikle ilgili birçok yazılı eser vardı.
- There were a lot of writings about homosexuality.
Bir mektup yazmıyorum.
- I am not writing a letter.
Okumayı yazmaya tercih ederim.
- I prefer reading to writing.
Tom son üç yıldır yaratıcı yazarlık eğitimi veriyor.
- Tom has been teaching creative writing for the past three years.
O da bir kitap yazıyor.
- She's also writing a book.
Matsutake mantarlarını tanıma sanatı benim tutkum oldu, bu tutku ona dair bir kitap yazmamla sonuçlandı. .
- The art of recognizing matsutake mushrooms became my passion, culminating in my writing a book on it.
Eşcinsellikle ilgili birçok yazılı eser vardı.
- There were a lot of writings about homosexuality.
Yazı yazmaktan usandım.
- I'm tired of writing.
Fotoğrafçılık ışık ile yazı yazmaktır.
- Photography is writing with light.