almost, closely, all but

listen to the pronunciation of almost, closely, all but
Englisch - Türkisch

Definition von almost, closely, all but im Englisch Türkisch wörterbuch

nearly
neredeyse

Çocuğu öldükten sonra, o üzüntüden neredeyse çıldırdı. - She went nearly mad with grief after the child died.

O çift neredeyse her gece içer. - That couple gets soused nearly every night.

nearly
hemen hemen

Hemen hemen hiç yakın dostu yoktur. - She has nearly no close friends.

Amerika'da, benim programım hemen hemen her gün farklı ve benzersizdir. - In America, my schedule is different and unique nearly every day.

nearly
yakından
nearly
yaklaşık olarak

Dünya nüfusu bir yılda yaklaşık olarak 90 milyon kişi artıyor. - The world population is expanding at the rate of nearly 90 million people a year.

Saat yaklaşık olarak altıdır. - It's nearly six o'clock.

nearly
bildiğim kadarıyle
nearly
takriben

Saat takriben altıdır. - It's nearly six o'clock.

nearly
az daha
nearly
az kalsın

Yoldan geçerken az kalsın araba çarpıyordu. - He was nearly hit by the car while crossing the street.

nearly
yakından/neredeyse
nearly
as nearly as I can tell yaklaşık olarak
Englisch - Englisch
nearly
almost, closely, all but
Favoriten