He embraced his relatives before he left.
- O, ayrılmadan önce akrabalarının kucakladı.
His relatives were convinced of his innocence.
- Akrabaları onun masum olduğuna ikna edildi.
Believe it or not, peaches and almonds are family.
- İnan ya da inanma, şeftaliler ve bademler akrabalar.
My uncle’s whole family came to hear the storyteller, and even some of my aunt’s relatives from the neighboring housing on the other side of the hill.
- Amcamın bütün ailesi hikaye anlatıcısını dinlemek için geldi ve tepenin diğer tarafındaki komşu konuttan halamın akrabalarından bazıları bile.
All my relatives live in this city.
- Tüm akrabalarım bu şehirde yaşıyor.
He disagrees with his relatives.
- O, akrabaları ile aynı fikirde değil.
The police will release the victim's name after they have notified his next of kin.
- Polis onun yakın akrabasına bildirdikten sonra kurbanın adını duyuracak.
You are no kin of mine.
- Sen benim akrabam değilsin.
Cats are related to tigers.
- Kediler kaplanlarla akrabadırlar.
Tom is related to Mary.
- Tom Mary ile akrabadır.
Apes are our cousins and primate relatives.
- Maymunlar bizim kuzenlerimiz ve primat akrabalarımızdır.
In this group, there are my parents and my relatives.
- Bu grupta anne babam ve akrabalarım var.
He broke relations with them.
- O onlarla akrabalığını bozdu.
What's your relation with him?
- Onunla akrabalığınız nedir?
A buffalo is akin to an ox.
- Bufalo, öküzle akrabadır.
A buffalo is akin to an ox.
- Bufalo, öküzle akrabadır.
All of them are connected.
- Onların hepsi akraba.