Böyle bir sabit fikirden kurtulsak iyi olur.
- We had better do away with such a fixed idea.
Kralın ilkelerinde sabit bir standart vardır.
- There is a fixed standard in the king's principles.
Ben eylemlerimi kararlaştırılmış zamanlar için planlamayı tercih ediyorum böylece zamanı yönetebilirim.
- I prefer to plan my activities for fixed times so I can manage my time.
Toplantı gelecek pazar düzenlendi.
- The meeting was arranged for next Sunday.
Kayalar Japon tarzı bahçede güzel biçimde düzenlendi.
- Rocks are beautifully arranged in the Japanese-style garden.
O kırık masayı onardı.
- He fixed the broken table.
Onun için radyoyu onardım.
- I've fixed the radio for him.
Yarınki parti için yeme içme işini düzenledim.
- I arranged catering for tomorrow's party.
Çiçekleri güzel düzenledi.
- She arranged the flowers beautifully.