Englisch - Türkisch
Definition von a fake piece of currency made to appear genuine im Englisch Türkisch wörterbuch
- counterfeit
- {s} sahte
Tom, sahte bir saat satın aldı.
-Tom bought a counterfeit watch.
Asya ülkelerinden sahte DVD'ler Avrupa pazarına sızdı.
-Counterfeit DVDs from Asian countries have flooded the European market.
- counterfeit
- {s} taklit
Newton İngiliz parası taklitçiliğini önlemek için gelişen tekniklerde etkiliydi.
-Newton was instrumental in developing techniques to prevent counterfeiting of the English money.
- counterfeit
- basmak
- counterfeit
- (para/vb.) sahtesini yapmak
- a piece of
- bir parça
Benim bir zarfa, bir parça kağıda ve kurşun kaleme ya da bir dolma kaleme ihtiyacım var.
-I need an envelope, a piece of paper, and a pencil or a pen.
Ben bir parça bagaj satın aldım.
-I bought a piece of baggage.
- counterfeit
- taklit et,v.taklit et: adj.sahte
- counterfeit
- (Askeri) SAHTESİNİ YAPMAK, TAKLİT ETMEK, KALP PARA BASMAK
- counterfeit
- {i} kalp para
- counterfeit
- kopyala/taklit et
- counterfeit
- {f} taklit etmek
- counterfeit
- {f} taklit etmek, sahtesini yapmak
- counterfeit
- {f} kalp para basmak
- counterfeit
- {i} sahte şey
- counterfeit
- {s} kalp
- counterfeit
- {s} yapmacık
- counterfeit
- (fiil) sahtesini yapmak, taklit etmek; para basmak
Relevante Übersetzungen
Englisch - Englisch
Definition von a fake piece of currency made to appear genuine im Englisch Englisch wörterbuch
- counterfeit
a fake piece of currency made to appear genuine
Silbentrennung
a fake piece of cur·ren·cy made to ap·pear ge·nu·ineTürkische aussprache
ı feyk pis ıv kırınsi meyd tı ıpîr cenyıwınAussprache
/ə ˈfāk ˈpēs əv ˈkərənsē ˈmād tə əˈpər ˈʤenyəwən/ /ə ˈfeɪk ˈpiːs əv ˈkɜrənsiː ˈmeɪd tə əˈpɪr ˈʤɛnjəwən/
Resimler
Favoriten