a duel; an affair of love, i

listen to the pronunciation of a duel; an affair of love, i
Englisch - Türkisch

Definition von a duel; an affair of love, i im Englisch Türkisch wörterbuch

affair
{i} sorun, mesele, iş
affair
{i} ilişki

Onun iş ilişkileri iyi durumda. - His business affairs are in good shape.

O tek-taraflı bir aşk ilişkisiydi. - It was a one-sided love affair.

affair
takıntı
affair
macera

Çok ihtiraslı bir aşk macerasıydı. - It was a very passionate love affair.

affair

Öldüğün zaman, senin işlerine ben bakacağım. - I'll look after your affairs when you are dead.

Diğer insanların işlerine karışmaya hakkın yoktur. - You have no right to interfere in other people's affairs.

affair
hadise
affair
maslahat
affair
{i} olay

O, korkunç bir olaydı. - It was a terrible affair.

Olaydan duyduğu üzüntüyü ifade etti. - He expressed regret over the affair.

affair
iş/ilişki/mesele
affair
{i} mesele

Onun mesele ile ilgisi olmadığını anlıyor musun? - Do you think she has nothing to do with the affair?

Ben mesele ile ilgili değilim. - I am not concerned with the affair.

affair
{i} k.dili. şey (makine/eşya)
affair
{i} gönül macerası
affair
{i} k.dili. olay, skandal
affair
{i} konu

Olay hakkında konuşmak istemiyor musun? - Don't you want to talk about the affair?

Konu bana birçok uykusuz gecelere mal oldu. - The affair cost me many sleepless nights.

affair
{i} şey

Dış ilişkiler hakkında çok şey bilir. - He knows a lot about foreign affairs.

Englisch - Englisch
affair