Alım, şirketin hesabında.
- The purchase is on the company's account.
O, geçen yıl o şirket için çalışmaya başladı.
- He began to work for that company last year.
Bu akşam misafir bekliyoruz.
- We are expecting company this evening.
Bu akşam misafir bekliyoruz.
- We're expecting company this evening.
Yoldan uzakta bulunan annesi ile birlikte, Duke şirketinden zimmetine para geçirme planına devam edebildi.
- With his mother out of the way, Duke was able to proceed with his plan to embezzle the money from the company.
Tom sadece üç aydır firmamızla birlikte.
- Tom has only been with our company for three months.
Kötü bir ortaklıktansa yalnız olmak daha iyidir.
- Better to be alone than in bad company.
Tom bir ortaklık istediğini söyledi.
- Tom said he wanted some company.
O, şirket temsilcisi olarak toplantıya katıldı.
- He attended the meeting as the company representative.
O bizim şirket temsilcimiz olarak toplantıya katıldı.
- He attended the meeting as our company representative.
Sadece Tom'a arkadaşlık etmek için geldim.
- I just came along to keep Tom company.
Tom ve Mary birbirlerinin arkadaşlıklarından hoşlanırlar.
- Tom and Mary enjoy each other's company.
Yalnız olmak istemiyorsan sana eşlik edebilirim.
- If you don't want to be alone, I can keep you company.
Gel ve bana eşlik et.
- Come and keep me company.
Şirketin kuruluşu 1950 yılında oldu.
- The launching of the company was in 1950.
Acil internet girişi olan bir çevre yaratmazsak, bizim şirketimizde geride kalacak.
- Our company is going to be left behind too if we don't create an environment in which we can get instant Internet access.
Şirketimizdeki en iyi şarkıcı kimdir?
- Who is the best singer in our company?
Sadece Tom'a arkadaşlık etmek için geldim.
- I just came along to keep Tom company.
Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim.
- A person is known by the company he keeps.
Tom şirkette benim dostumdur.
- Tom is my ally at the company.
Bütün doktorlar kahve içmemem gerektiğini söylüyorlar ama buna rağmen, sevdiğim arkadaşlarımla beraberken ara sıra birazcık içiyorum.
- All the doctors say that I shouldn't drink coffee, but, despite that, I do have a bit now and then when I'm in good company.
Gerçekten senin arkadaşlarınla eğleniyorum.
- I really enjoy your company.
it was with a distinctly fallen countenance that his father hearkened to his mother's parenthetical request to “’bide hyar an’ company leetle Moses whilst I be a-milkin’ the cow.”.
... try to talk me out of starting a rocket company, ...
... You had to search the internet looking for a good company. ...