Either you or I must attend the meeting.
- Toplantıya ya sen ya da ben katılmak zorundayım.
I will be happy to attend your party.
- Ben partine katılmaktan mutlu olacağım.
He wants to participate in the contest.
- O, yarışmaya katılmak istiyor.
Please give us a call now if you want to participate in the workshop!
- Çalıştaya katılmak istiyorsanız lütfen şimdi bizi arayın.
Whenever Beth's parents have guests, she wants to join their adult talk.
- Beth'in ebeveynlerinin ne zaman misafirleri olsa, o, yetişkinlerin konuşmasına katılmak ister.
Tom came over to join us at our table.
- Tom masamızda bize katılmak için uğradı.
Please give us a call now if you want to participate in the workshop!
- Çalıştaya katılmak istiyorsanız lütfen şimdi bizi arayın.
I don't want to participate in the ceremony.
- Törene katılmak istemiyorum.
Tom has agreed to attend.
- Tom katılmak için anlaştı.
I have to agree with this.
- Buna katılmak zorundayım.
Tom added his name to the list of people who wanted to attend the dance.
- Tom adını dansa katılmak isteyenlerin listesine ekledi.
I want to get involved in politics.
- Siyasete katılmak istiyorum.
We don't like to get involved.
- Katılmaktan hoşlanmıyoruz.
I want to get involved in politics.
- Siyasete katılmak istiyorum.
I wanted to take part in the party but I couldn't.
- Partiye katılmak istedim fakat yapamadım.
Tom doesn't want to take part in the ceremony.
- Tom törene katılmak istemiyor.
Please feel free to join in.
- Lütfen katılmak için çekinmeyin.
I wanted to take part in the party but I couldn't.
- Partiye katılmak istedim fakat yapamadım.
If it's at all possible, I'd like you to take part in the next meeting.
- Eğer mümkün olursa, bir sonraki toplantıya katılmak istiyorum.
Masaru wants to join the English Club.
- Masaru İngiliz Kulübüne katılmak istiyor.
I want to join your club.
- Kulübünüze katılmak istiyorum.