- Definition von şi̇rket im Türkisch Englisch wörterbuch
- şirket
-  (Hukuk) company Adopting the new policy was the best thing this company ever did. -Yeni politikayı benimsemek, bu şirketin şimdiye kadar yaptığı en iyi şeydi. 
 Our company is going to be left behind too if we don't create an environment in which we can get instant Internet access. -Acil internet girişi olan bir çevre yaratmazsak, bizim şirketimizde geride kalacak. 
 
- şirket
- firm Please forward this message along with the seminar information to the appropriate managers in your firm. -Lütfen bu mesajı seminer bilgisiyle birlikte şirketinizdeki uygun yöneticilere gönderin. 
 There's a rumor in the air that the firm is going into bankruptcy. -Şirketin iflas edeceği hakkında dolaşan bir söylenti var. 
 
- şirket
- law partnership, joint ownership 
- şirket
- concern 
- şirket
- company, firm, corporation; partnership ortaklık 
- şirket
- enterprise 
- şirket
- house Is your house far from your company? -Senin evin, şirketinden uzak mı? 
 We hired a company to get rid of the insects under our house. -Evimizin altındaki böceklerden kurtulmak için bir şirket kiraladık. 
 
- şirket
- corporation The bureaucrats maintain solid ties with the gigantic corporations. -Bürokratlar dev şirketler ile sağlam bağları sürdürürler. 
 Other factors of importance, which make litigation of large corporations more difficult, are the size and complexity of their activities. -Büyük şirketleri dava etmeyi zorlaştıran diğer önemli etkenler de faaliyetlerinin boyutları ve karmaşıklığıdır. 
 
- şirket
- com. company, firm; corporation 
- şirket
- establishment This establishment attracts a clientele of both tourists and businessmen. -Bu şirket hem turistlerden hem de iş adamlarından müşteri çekiyor. 
 
- şirket sözleşmesi
- articles 
- şirket ana sözleşmesi
-  (Kanun) Memorandum of association
- şirket ortaği
- corporate partners 
- şirket sözleşmesi
- Articles of association 
- şirket doktoru
- house physician 
- şirket gazetesi
- house organ 
- şirket gezisi
- company outing 
- şirket hesabına
- on the house 
- şirket organı
- house organ 
- şirket yasası
-  (Hukuk) company law
- şirket yönetim kurulu üyesi
-  (Ticaret) company director
- şirket/bölüm
-  (Bilgisayar) company/dept
- bağlı şirket
- affiliate 
- şirket
-  (Ticaret) incorporation
- şirket
- Inc 
- anonim şirket
-  (Ticaret) stock joint company
- anonim şirket
-  (Ticaret) shares company
- anonim şirket
-  (Ticaret) incorporate
- anonim şirket
-  (Ticaret) share company
- anonim şirket
-  (Ticaret) incorporated
- anonim şirket
-  (Ticaret) joint company
- anonim şirket
-  (Ticaret) company limited by shares
- anonim şirket
-  (Ticaret) incorporation
- anonim şirket haline getirmek
- incorporate 
- holding şirket
-  (Kanun) conglomerate
- kolektif şirket
- collective 
- kollektif şirket
-  (Ticaret) ordinary partnership
- kollektif şirket
-  (Ticaret) general partnership
- limited (şirket)
-  (Ticaret) limited
- limited şirket
-  (Kanun) company with limited liability
- limitet şirket
-  (Ticaret) incorporated company
- tabi şirket
-  (Ticaret) subsidiary company
- yavru şirket
-  (Ticaret) subsidiary
- yavru şirket
- filial 
- şirket
-  (Ticaret) business He took charge of the family business after his father died. -Babasının ölümünden sonra aile şirketinin sorumluğunu üstüne aldı. 
 Our trading companies do business all over the world. -Ticari şirketlerimiz bütün dünyada işlerini yaparlar. 
 
- şirket
- company name 
- şirket
- organization The small company was taken over by a large organization. -Küçük şirket, büyük bir organizasyon tarafından devralındı. 
 
- şirket
- corporate Corporate earnings in the first quarter improved sharply. -Şirket kazançları ilk çeyrekte keskin şekilde gelişti. 
 The government is controlled by corporate interests. -Hükümet, şirket çıkarları tarafından kontrol edilir. 
 
- şirket
- operator 
- şirketler
- interfirm 
- şirket
- business firm 
- şirket
- society 
- anonim şirket
- Joint stock company, joint stock corporation, incorporated company, stock corporation, stock company 
- anonim şirket
- Incorporated company (Co. Inc.) 
- halka açık şirket
- Public company 
- şirketler
- companys 
- şirketler
- companies Many small companies went bankrupt. -Birçok küçük şirketler iflas etti. 
 Although the economy is weak, some companies are still making a profit. -Ekonomi zayıf olmasına rağmen, bazı şirketler hâlâ kazanç sağlıyor. 
 
- Londra'nın eski loncalarını temsil eden şirket
- City company 
- adi şirket
- unincorporated company 
- adi şirket
- unincorporated association 
- adi şirket
-  (Hukuk) ordinary partnership
- anonim şirket
- stock company 
- anonim şirket
- joint-stock company 
- anonim şirket
-  (Hukuk) joint stock company
- anonim şirket
- stock corporation 
- anonim şirket
- incorporated company, joint stock company 
- anonim şirket
- joint stock corporation 
- anonim şirket
- incorporated company 
- aynı holdinge bağlı şirket
- daughter company 
- ayrıcalıklı şirket
- chartered company 
- balon şirket
-  (Kanun) bubble company
- bayi şirket
-  (Ticaret) branch company
- bağlı şirket
- affiliated company 
- bağımsız şirket
-  (Hukuk) independent entity
- başka şirket hisselerine yatırım yapan şirket
- mutual fund 
- bengal'deki şirket temsilcisi
- banian 
- bilinmeyen şirket
-  (Bilgisayar) company unknown
- bir şirket yönetmek
- run a company 
- büyük ve güvenilir şirket
-  (Ticaret) blue chip company
- dolandırıcı şirket
- bubble company 
- ecnebi şirket
-  (Ticaret) alien corporation
- ferdi holding şirket
-  (Ticaret) personal holding company
- garanti ile sınırlı şirket
-  (Ticaret) company limited by guarantee
- hedef şirket
- offeree company 
- hedeflenen şirket
- target company 
- hisse senedi çıkaran şirket
- issuer 
- iflas etmek üzere şirket
- lame duck 
- kardeş şirket
- daughter company 
- kolektif ortaklık/şirket
- unlimited company; general partnership 
- kollektif şirket
-  (Hukuk) unlimited company (general partnership)
- kollektif şirket
- unlimited company 
- komandit şirket
-  (Hukuk) commandite
- komandit şirket
- limited partnership 
- kâr eden şirket
-  (Hukuk) (firma) profit-making company (firm)
- limited şirket
- incorporated company 
- limited şirket
- limited company 
- limited şirket
-  (Hukuk) limited liability companies
- limitet şirket
- limited company, limited-liability company 
- limitet şirket
- limited company, limited liability company 
- mali şirket
-  (Ticaret) financial company
- merkezi new york'ta olan şirket
- a New York based company 
- milli şirket
-  (Ticaret) domestic corporation
- nihai ana şirket
- ultimate parent company 
- paravan şirket
- front 
- paravan şirket
- dishonest company, fly-by-night company, bubble company 
- selef şirket
-  (Ticaret) predecessor company
- sermayesi bölünmüş şirket
- joint stock company 
- tabi şirket
-  (Hukuk) subsidiary
- tali şirket
-  (Hukuk) subsidiary
- tarife dışı şirket
-  (Ticaret) nontariff company
- tarife dışı şirket
-  (Sigorta) non-tariff company
- ticari şirket
-  (Hukuk) trading companies
- uluslar aşırı şirket
-  (Hukuk) transnational corporation
- yabancı şirket müdürü
- (çin) taipan 
- yerel şirket
-  (Ticaret) local corporation
- yerli şirket
- local company 
- yerli şirket
- domestic corporation 
- yerli şirket
-  (Ticaret) local corporation
- yurt içi şirket
-  (Ticaret) domestic corporation
- çokuluslu şirket
- multinational company 
- özel şirket
- private company Is this a public or private company? -Bu bir kamu ya da özel şirket mi? 
 
- özel şirket
- private corporation 
- şirket
- partner I bought out my partner and now the company is mine. -Ortağımın yasal haklarını satın aldım ve artık şirket benim.