I approve the suggestion.
- Ben, öneriyi onaylıyorum.
My sponsor was willing to agree to my suggestion.
- Benim sponsorum benim öneriyi kabul etmek için istekliydi.
It stands to reason that I should decline the offer.
- Öneriyi geri çevirmek zorunda olmam makul görünüyor.
We accepted his offer.
- Biz onun önerisini kabul ettik.
I am in favour of your proposal.
- Ben önerini destekliyorum.
An executive council was formed to discuss the new proposal.
- Yeni bir öneriyi tartışmak için bir yürütme kurulu oluşturuldu.
Do you have any more advice for me?
- Benim için daha fazla önerin var mı?
Because of his advice, I was able to succeed.
- Onun önerisinden dolayı, başarabildim.
This article contains tips for those who are eager to increase their vocabulary.
- Bu makale, kelime hazinesini artırmak isteyenler için öneriler içerir.
The lack of credibility of a married writer’s recommendation to remain unmarried is the weak point of the book.
- Evli bir yazarın bekar kalma önerisinin güvenilirlik eksikliği kitabın zayıf noktasıdır.
We provide legal advice and strategy recommendations to various public relation campaigns.
- Çeşitli halkla ilişkiler kampanyalarına hukuki tavsiye ve strateji önerileri sunuyoruz.
We welcome submissions.
- Önerileri memnuniyetle karşılıyoruz.
How do you propose doing that?
- Onu nasıl yapmayı öneriyorsun?
How do you propose to do that?
- Onu nasıl yapmayı öneriyorsun?
I like your proposition.
- Ben senin önerini seviyorum.
I absolutely cannot approve the proposition.
- Öneriyi kesinlikle onaylayamam.
I had a pretty good idea Tom wouldn't like my suggestion.
- Tom'un önerimden hoşlanmayacağına dair oldukça iyi bir fikrim vardı.
Mrs. Tanaka, the new teacher, is offering Japanese as an extra curricular activity twice a week to interested students.
- Bayan Tanaka, yeni öğretmen, Japoncayı haftada iki kez ilgili öğrencilerine müfredat dışı etkinlik olarak öneriyor.
Are you offering me my job back?
- Bana işimi geri mi öneriyorsun?