öldür

listen to the pronunciation of öldür
Türkisch - Englisch
{f} killing

Tom admitted killing Mary. - Tom Mary'yi öldürdüğünü itiraf etti.

Tom confessed to killing Mary. - Tom Mary'yi öldürdüğünü itiraf etti.

{f} slaughter

I will send my army to take the city and slaughter every single person there. - Kenti alıp oradaki her bir kişiyi öldürmek için ordumu göndereceğim.

kill

I'd be unhappy, but I wouldn't kill myself. - Mutsuz oldum fakat kendimi öldürmedim.

Guns don't kill people. People kill people. - Silahlar insanları öldürmez. İnsanlar insanları öldürür.

bump off
{f} murder

There's a possibility that the man was murdered. - Adamın öldürüldüğüne dair bir olasılık var.

Tom was drinking at a bar with Mary at the time the police think that John was murdered. - Polis John'un öldürüldüğünü düşündüğü zamanda, Tom bir barda Mary ile içiyordu.

bumpoff
öl
{f} deceased

A monument has been erected to the memory of the deceased. - Ölen kişinin anısına bir anıt dikildi.

A monument was erected in memory of the deceased. - Ölenin anısına bir anıt dikildi.

öl
pass away

We won't let you pass away. - Ölmene izin vermeyeceğiz.

The patient may pass away at any moment. - Hasta herhangi bir anda ölebilir.

öl
{f} dying

People living in this area are dying because of the lack of water. - Bu alanda yaşayan insanlar su yokluğu nedeniyle ölüyor.

Dying is nothing. So start with living, it's less funny and it lasts longer. - Ölüm hiçbir şey. Bu yüzden yaşamla başla, daha az komik ve daha uzun sürer.

öl
{f} die

Marilyn Monroe died 33 years ago. - Marilyn Monroe, 33 yıl önce öldü.

Anime director Satoshi Kon died of pancreatic cancer on August 24, 2010, shortly before his 47th birthday. - Anime yönetmeni Satoshi Kon, kırk yedinci doğum gününden kısa süre önce 24 Ağustos 2010 tarihinde pankreas kanserinden öldü.

öl
decease

A monument was erected in memory of the deceased. - Ölenin anısına bir anıt dikildi.

He got down on his knees and prayed for the souls of the deceased. - Dizlerinin üzerine çöktü ve ölenlerin ruhları için dua etti.

öl
perish

If a mouse only has one hole, it will soon perish. - Bir farenin sadece tek bir deliği varsa, kısa sürede ölür.

My whole family perished in the fire. - Benim bütün ailem yangında öldü.

öl
died

Ivy Bean, the oldest user of both Facebook and Twitter, died at 104. - Hem Facebook'un hem de Twitter'ın en yaşlı üyesi olan Ivy Bean, 104 yaşında öldü.

Marilyn Monroe died 33 years ago. - Marilyn Monroe, 33 yıl önce öldü.

Türkisch - Türkisch

Definition von öldür im Türkisch Türkisch wörterbuch

öl
ıslaklık, nem
öl
Toprağın nemi
öl
Toprağın nemi, yaşlık, höl