Tom admitted killing Mary.
- Tom Mary'yi öldürdüğünü itiraf etti.
Floods, violent wind storms, droughts, killing frosts, and the problems of air pollution have all, on occasion, influenced modern society.
- Seller, şiddetli rüzgar fırtınaları, kuraklıklar, öldürücü donlar ve hava kirliliği sorunları hepsi,ara sıra, modern toplumu etkilenmiştir.
I will send my army to take the city and slaughter every single person there.
- Kenti alıp oradaki her bir kişiyi öldürmek için ordumu göndereceğim.
Guns don't kill people. People kill people.
- Silahlar insanları öldürmez. İnsanlar insanları öldürür.
In Germany today, anti-violence rallies took place in several cities, including one near Hamburg where three Turks were killed in an arson attack on Monday.
- Bugün Almanya'da, Pazartesi günü kundaklamada üç Türk'ün öldürüldüğü Hamburg'un yakınında bir yer de dahil birçok şehirde şiddet karşıtı mitingler gerçekleşti.
He will do anything but murder.
- Öldürmenin dışında bir şey yapacaktır.
There's a possibility that the man was murdered.
- Adamın öldürüldüğüne dair bir olasılık var.
Fadil was found deceased in his apartment.
- Fadıl evinde ölü bulundu.
A monument has been erected to the memory of the deceased.
- Ölen kişinin anısına bir anıt dikildi.
We won't let you pass away.
- Ölmene izin vermeyeceğiz.
The patient may pass away at any moment.
- Hasta herhangi bir anda ölebilir.
Dying is not the opposite of living: we spend our life living while we don't spend our death dying.
- Ölüm yaşamın zıttı değildir: biz ölümümüzü ölürken geçirmezken hayatımızı yaşarken geçiririz.
There were cars burning, people dying, and nobody could help them.
- Yanan arabalar, ölen insanlar vardı ve kimse onlara yardımcı olamadı.
Dalida died from an overdose of sleeping pills.
- Dalida aşırı dozda uyku hapından öldü.
My father died of cancer.
- Babam kanserden öldü.
He got down on his knees and prayed for the souls of the deceased.
- Dizlerinin üzerine çöktü ve ölenlerin ruhları için dua etti.
The Emperor prayed for the souls of the deceased.
- İmparator ölülerin ruhları için dua etti.
All those who take up the sword shall perish by the sword.
- Kılıç çekenlerin hepsi kılıçla ölecek.
We must learn to live together as brothers, or we will perish together as fools.
- Erkek kardeşler gibi birlikte yaşamayı öğrenmeliyiz, ya da aptallar gibi birlikte öleceğiz.
Dalida died from an overdose of sleeping pills.
- Dalida aşırı dozda uyku hapından öldü.
My father died of cancer.
- Babam kanserden öldü.