Tom hid the stolen guitar under his bed.
- Tom çalınmış gitarı yatağının altına sakladı.
Tom went swimming in the river, but when he got out, his clothes had been stolen.
- Tom nehirde yüzmeye gitti, ama o dışarı çıktığında elbiseleri çalınmıştı.
He will not steal my money; I have faith in him.
- O, benim paramı çalmaz, ona güvenim var.
They must have suspected me of stealing.
- Çalmayla ilgili olarak benden şüphelenmiş olmalılar.
I was going out, when the telephone rang.
- Telefon çaldığında, ben dışarı gidiyordum.
I was having my lunch, when the phone rang.
- Telefon çaldığında, öğle yemeğimi yiyordum.
The thieves stole the giant gold coin without being noticed by security guards or activating the alarm system.
- Hırsızlar güvenlik görevlileri tarafından fark edilmeden veya alarm sistemini harekete geçirmeksizin kocaman altın madeni paraları çaldılar.
The thieves tried to steal the woman's car, but they couldn't because they didn't know how to drive a manual.
- Hırsızlar kadının arabasını çalmak istedi fakat beceremediler çünkü düz vites kullanmasını bilmiyorlardı.
No sooner had the bell rung than the teacher came into the classroom.
- Zil çalar çalmaz öğretmen sınıfa geldi.
I ran to school, but the bell had already rung.
- Okula koştum, ama zil çoktan çalmıştı.
It appears that my husband is cheating on me with my friend. I want to tell her: You thieving cat!.
- Bana öyle geliyor ki kocam beni arkadaşımla aldatıyor.Ona söylemek istiyorum:Sen kedi çalıyorsun!.
How well can you play guitar?
- Gitarı ne kadar iyi çalabiliyorsun?
I am playing the guitar now.
- Şimdi gitar çalıyorum.
They must have suspected me of stealing.
- Çalmayla ilgili olarak benden şüphelenmiş olmalılar.
He was fired for stealing.
- O çaldığı için kovuldu.
My car was stolen last night.
- Dün gece arabam çalındı.
I had my bicycle stolen last night.
- Dün gece bisikletimi çaldırdım.
My car was stolen last night.
- Dün gece arabam çalındı.
I had my car stolen last night.
- Dün gece arabam çalındı.
Tom's acknowledgement that he stole the ring cleared the maid of suspicion.
- Yüzüğü onun çaldığına dair Tom'un onayı hizmetçiyi şüpheli olmaktan kurtardı.
The telephone was just ringing, wasn't it?
- Az önce telefon çalıyordu, değil mi?
The bells of danger toll for them.
- Onlar için tehlike çanları ağır ağır çalmaktadır.
For whom do the bells toll?
- Çanlar kimin için çalıyor?
Sami shoplifted the latex gloves.
- Sami dükkandan lateks eldivenler çaldı.
Tom didn't start to study French until he was thirty.
- Tom otuzuna kadar Fransızca çalışmaya başlamadı.
Can you help me? I can't make out how to start this machine.
- Bana yardımcı olur musun? Bu makineyi nasıl çalıştıracağımı bilmiyorum.
The tooth fairy wants to steal your teeth.
- Diş perisi sizin dişlerinizi çalmak istiyor.