çürümüş

listen to the pronunciation of çürümüş
Türkisch - Englisch
decayed

Dan carefully lifted the badly decayed body of the cat. - Dan kedinin kötü biçimde çürümüş cesedini dikkatle kaldırdı.

rotten

Half of the apple was rotten. - Elmanın yarısı çürümüştü.

A dead deer being pecked by vultures, remains partly eaten by other animals, that sort of rotten meat is called 'carrion'. - Akbabalar tarafından gagalanan ölü bir geyik, diğer hayvanlar tarafından kısmen yenilmiş kalır, o tür çürümüş ete leş denir.

(diş veya kemik) carious
black-and-blue
decomposed

The badly decomposed body of a young girl was found on the side of a highway. - Genç bir kızın fena halde çürümüş cesedi otoyolun kenarında bulundu.

Dan's body was badly decomposed. - Dan'in vücudu kötü biçimde çürümüştü.

putrefacient
putrefactive
went bad
blue
etched
corrupt
bruised
decadent
black and blue
putrefaction
addled
mouldered
contused
mortified
carious
çürümüş (diş/kemik)
carious
çürü
putrefy
çürü
{f} rotten

Half of the apple was rotten. - Elmanın yarısı çürümüştü.

Tom asked Mary to throw the rotten apple into the garbage. - Tom Mary'nin çürük elmayı çöpe atmasını rica etti.

çürü
rott
çürü
{f} rot

This food smells rotten. - Bu gıda çürük kokuyor.

These oranges have rotted. - Bu portakallar çürüdü.

çürü
molder
çürü
become putrid
çürü
{f} blighted
çürü
go bad
çürü
{f} rotting

He could not by any means tolerate the ghastly smell of rotting onion. - O, hiçbir şekilde berbat çürüyen soğan kokusuna tahammül edemedi.

That smell could be rotting meat. - O koku çürüyen et olabilir.

çürü
{f} blight
çürü
moulder
çürü
(Biyoloji) decay

The apple has begun to decay. - Elma çürümeye başladı.

Salt helps to preserve food from decay. - Tuz yiyeceği çürümekten korumak için yardımcı olur.

çürümüş
Favoriten