(1) marked by danger, perilous; (2) depending on chance, risky

listen to the pronunciation of (1) marked by danger, perilous; (2) depending on chance, risky
Englisch - Türkisch

Definition von (1) marked by danger, perilous; (2) depending on chance, risky im Englisch Türkisch wörterbuch

hazardous
{s} tehlikeli

Şiddetli rüzgarlar yüksek profilli araçlar için seyahati tehlikeli yapıyorlar. - Gusty winds are making travel hazardous for high profile vehicles.

Bu plastik çöp torbası tehlikeli kimyasallar içermez. - This plastic garbage bag is free of hazardous chemicals.

hazardous
{s} riskli
hazardous
(Osmanlıca) muhataralı
hazardous
maceralı
hazardous
dokuncalı
hazardous
kazalı
hazardous
zararlı
hazardous
{s} şüpheli
hazardous
hazardousness tehlike
hazardous
şansa bağlı
hazardous
(Tıp) Tehlikeli zararlı
hazardous
{s} tehlikeli, rizikolu
hazardous
riziko
Englisch - Englisch
hazardous
(1) marked by danger, perilous; (2) depending on chance, risky
Favoriten