One day I'll want to fly outside the country.
 - Bir gün ülke dışına uçmak isteyeceğim.
You're not allowed outside this room.
 - Bu odanın dışına çıkamazsın.
Tom is moving out of town at the end of this month.
 - Tom bu ayın sonunda kasabanın dışına taşınıyor.
She had hardly opened the door when a white dog rushed out of the house.
 - Beyaz bir köpek evin dışına fırladığında, o kapıyı henüz açmıştı.
Women's faces are often more beautiful when they take their clothes off, for they then stop thinking about their external appearance.
 - Kadınların yüzü giysilerini çıkardıklarında çoğunlukla daha güzeldir, zira onlar o zaman dış görünüşleri hakkında düşünmekten vazgeçerler.
That politician is well versed in internal and external conditions.
 - O politikacı iç ve dış koşullarda deneyimlidir.
Storms have abraded the outer layer of paint.
 - Fırtınalar boyanın dış tabakasını aşındırdı.
The cerebral cortex is the brain's outer layer.
 - Serebral korteks beynin dış katmanıdır.
Sami's body had no outward sign of visible trauma.
 - Sami'nin cesedinde hiçbir görünür dış travma işareti yoktu.
A ghost is an outward and visible sign of an inward fear.
 - Bir hayalet içe dönük bir korkunun dışa dönük ve görünür işaretidir.
Have you ever been to a foreign country?
 - Hiç yurt dışında bulundun mu?
Japan's foreign aid is decreasing in part because of an economic slowdown at home.
 - Japonya'nın dış yardımları yurttaki ekonomik yavaşlamadan dolayı kısmen azalıyor.
Go out and breathe some fresh air instead of watching TV.
 - Televizyon seyretmek yerine, dışarıya çıkıp biraz temiz hava al.
I can't go out because I have a lot of homework.
 - Dışarıya çıkamam çünkü çok ödevim var.
Be sure to turn off the gas before you go out.
 - Dışarı çıkmadan önce gazın kapalı olduğundan emin olun.
Don't forget to turn off the gas before going out.
 - Dışarı çıkmadan önce gazı kapatmayı unutmayın.
Tom doesn't play outdoors much.
 - Tom dışarıda çok oynamaz.
She shooed him outdoors.
 - O onu dışarı kışkışladı.
Both we and the Soviets face the common threat of nuclear destruction and there is no likelihood that either capitalism or communism will survive a nuclear war.
 - Biz ve sovyetler nükleer yıkımın alışılmış tehditiyle yüz yüzeyiz ve hem kapitalizmin hem komunizmin nükleer bir savaşla mücadele etmesi olasılık dışı.
No matter how we try, it is impossible to distinguish good people from bad people by outward appearances.
 - Ne yaparsak yapalım, iyi insanları kötü insanlardan dış görünüşlerine bakarak ayırmak imkansızdır.
She managed to keep up appearances.
 - O, dışarıya belli etmedi.
Shall we take this outside?
 - Bunu dışarı götürelim mi?
Outside of him, no one else came to the party.
 - Onun dışında, başka hiç kimse partiye gelmedi.
Despite medical advances, ectopic pregnancy remains a significant cause of maternal mortality worldwide.
 - Tıbbi gelişmelere karşın dış gebelik, dünya çapındaki anne ölümlerinin önemli bir nedeni olmaya devam etmektedir.
How many exoplanets have been discovered so far?
 - Şimdiye kadar kaç tane dış gezegen keşfedildi?
The exosphere is the outermost layer of our atmosphere.
 - Ekzosfer atmosferimizin en dış tabakasıdır.
She went out without saying good-bye.
 - Hoşça kal demeden dışarı çıktı.
It is very cold outside. You'll catch a cold without a coat.
 - Dışarıda hava çok soğuk, ceketsiz üşüteceksin.
More and more couples go on honeymoon trips abroad.
 - Gittikçe daha fazla çift balayı gezilerine yurt dışına gitmektedir.
When you travel abroad, you usually need a passport.
 - Yurt dışına seyahat edersen, genellikle bir pasaporta ihtiyacın vardır