can; allow; be possible; wish, would that

listen to the pronunciation of can; allow; be possible; wish, would that
İngilizce - Türkçe

can; allow; be possible; wish, would that teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

may
{f} mümkün olmak
may
{f} ebilmek
may
{f} abilmek
may
{f} olası olmak
may
bilmek

Bizim her an ölebilir olduğumuzu bilmek üzücü. - It's sad to know that we may die any moment.

Muhabirler, belediye başkanının neden onlarla konuşmak istemediğini bilmek istediler. - The reporters demanded to know why the mayor wouldn't talk to them.

may
yardımcı f. (might) -ebilmek, -meli, -malı (İzin/olanak/olasılık belirtir.): May I have a drink of water? Bana bir bardak su verir misin? He
might
-malı
might
-ebilir
might
{i} güç

Sonunda kazanacak olan güç değil adalettir. - It is justice, and not might, that wins in the end.

Japonya güçlü bir ulustur. - Japan is a mighty nation.

might
{i} zor

Kapı uymuyorsa, düzgün şekilde kapanana kadar ahşabı biraz rendelemek zorunda kalabilirsin. - If the door doesn't fit, you might have to shave off a bit of the wood until it closes properly.

Ne kadar yorgun olursam olayım, çalışmak zorundayım. - No matter how tired I might be, I have to work.

may
Mayıs

23 Mayıs'ta geleceğim. - I'll come on May 23rd.

Sözleşme şartlarına göre, ödemenizin vadesi 31 Mayısta idi. - According to the terms of the contract, your payment was due on May 31st.

may
akdiken çiçekleri
may
(olasılık belirtir) -ebilmek
may
(izin belirtir) -ebilmek
may
(dilek belirtir) --ir inşallah
might
(dolaylı anlatımda `may' in yerine kullanılır) -ebilmek
might
kuvvet

Özel kuvvetler düzenli birliklerin yapmayacağı birçok şeyi yapabilir İşkence gibi mi? Bu soruya cevap vermeyeceğim. - Special forces might do a lot of things that regular troops wouldn't do Like torture? I won't answer this question

might
{f} olası olmak
İngilizce - İngilizce
{f} may
{f} might
can; allow; be possible; wish, would that