Toplantıyı bir saat daha evvel başlatmamızı önerebilir miyim?
- Might I suggest that we start the meeting an hour earlier?
Bana daha evvel söylemeliydin.
- You should've told me earlier.
Eskiden bu kent güzeldi.
- Formerly, this city was beautiful.
Tom eskiden bir Fransızca öğretmeniydi.
- Tom was formerly a French teacher.
O zamana kadar bitirebilir misin?
- Can you finish by then?
Ancak, o zamana kadar, çok geçti.
- By then, however, it was too late.
O günlerde ben daha erken yatmaya gittim.
- In those days, I went to bed earlier.
Üzgünüm, mektubuna daha erken cevap vermedim.
- Sorry I haven't replied to your letter earlier.
Niçin çok daha erken söylemedin?
- Why didn't you say so earlier?
Sana buraya daha erken gelmemiz gerektiğini söyledim. Şimdi oturmak için hiç yer kalmadı.
- I told you we should've gotten here earlier. Now there aren't any places left to sit.
O zamana kadar döneceğim.
- I'll be back by then.
O zamana nalları dikmiş olurum.
- I'll be six feet under by then.
Hepimiz eski zamanlardan kitaplarda kalan eski yasaları duyduk, bunların çoğu birkaç kahkaha için iyidir.
- We’ve all heard of outdated laws that remain on the books from earlier times, many of which are good for a few laughs.
Eskisinden biraz daha erken geldi.
- He came a little earlier than he used to.