O, ailesinden ayrı yaşıyor.
 - He lives apart from his family.
Nasıl çalıştığını anlamak için ayrı şeyler almayı isterim.
 - I like to take things apart to see what makes them tick.
Tamir etmek için radyoyu parçalara ayırdım.
 - I took the radio apart to repair it.
Elektrikli cihazları parçalarına ayırmayı seviyor.
 - He likes to take electric devices apart.
Bu daire, binadaki herhangi başka birinden daha büyüktür.
 - This apartment is bigger than any other one in the building.
Barak Obama dışında bütün Amerika Birleşik Devletleri başkanları beyazdır.
 - Apart from Barack Obama, all US presidents were white.
Birçok kitap için, kapaklar çok uzaktadır.
 - For many books, the covers are too far apart.
Tom çalıştığı yerden çok uzakta olmayan bir daire bulmalı.
 - Tom needs to find an apartment not too far from where he works.
Şeyler parça parça oluyor.
 - Things are coming apart.