bakışta

listen to the pronunciation of bakışta
Türkçe - İngilizce
at glance
bak
check it out
ilk bakışta
at first glance

The two buses resemble each other at first glance. - İlk bakışta bu iki otobüs birbirine benziyor.

Don't worry. He may look intimidating at first glance, but he's actually a very friendly person. - Endişelenme. İlk bakışta korkutucu gözükebilir, ama aslında çok arkadaş canlısı bir insandır.

bak
look at

Look at that mountain which is covered with snow. - Karlarla örtülü şu dağa bak.

Meg didn't even look at me. - Meg bile bana bakmadı.

bak
(Bilgisayar) lookup
bak
(Bilgisayar) look in

Don't worry. He may look intimidating at first glance, but he's actually a very friendly person. - Endişelenme. İlk bakışta korkutucu gözükebilir, ama aslında çok arkadaş canlısı bir insandır.

Look into that, would you? - Onun içine bak, ne dersin?

bak
look after

Lucy's mother told her to look after her younger sister. - Lucy'nin annesi ona küçük kız kardeşine bakmasını söyledi.

She asked me to look after her baby in her absence. - Onun yokluğunda bebeğine bakmamı rica etti.

bak
{f} regarding
bak
{f} look

Many nights did he spend, looking up at the stars. - O birçok geceyi yıldızlara bakarak geçirdi.

Looking at your Facebook friends' photos is a waste of time. - Facebook'taki arkadaşlarının resimlerine bakmak vakit kaybıdır.

bak
{f} face

I'll never be able to look him in the face again. - Ben ona yüzüne karşı tekrar bakamayacağım.

She has an absent look on her face. - Yüzünde dalgın bir bakışı vardı.

bak
have one's wits about one
ilk bakışta aşk
Love at the first sight
bak
(abbr. for bakınız) see; cf. (compare)
bak
vide

Let me have a look at your video camera. - Video kamerana bir bakayım.

bak
behold
bak
or else
bak
{k} Till when
bak
{ü} lo
bak
{k} women's lib
bak
{k} Until when? till when
bak
{k} no way
bir bakışta
at a (single) glance
bir bakışta
at a glance

I saw at a glance that he was an ordinary man. - Onun sıradan bir adam olduğunu bir bakışta anladım.

Although Bob was in disguise, I recognized him at a glance. - Bob maskeli olmasına karşın, ben onu bir bakışta tanıdım.

bir bakışta kavramak
review
ilk bakışta
(Hukuk) prima facie
ilk bakışta
at first sight

Our peoples have more in common than can be seen at first sight. - Bizim halkların ilk bakışta görülebilenden daha çok ortak yönleri var.

The problem is not as simple as it might seem at first sight. - Sorun ilk bakışta göründüğü gibi kadar basit değildir.

ilk bakışta olan
prima facie
ilk bakışta tanıma
recognition at a glance
İngilizce - İngilizce

bakışta teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

BAK
Basic Aeronautical Knowledge, an initial theory course for trainee pilots
BAK
extension of a backup file (Computers)
bak
Arresting Cable Prefix (e g , BAK-9)
bak
Backup ( bak) - Older version of a batch-file, by using this files you can restore the previous version of such a file if you want that for some reason
bak
Back at KB, when you return
bak
A suffix for filenames indicating a backed-up file You can usually delete bak files, provided you make sure that you have the most recent version and will not be needing the backup at any stage
bak
Backup file
bak
Back At Keyboard
bak
a threatening predator, however, Kilrathi do not eat other predators, as they believe them to have an extremely foul taste
Türkçe - Türkçe

bakışta teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

BÂK
(Osmanlı Dönemi) f. Korku, havf, çekinme, sakınma
İngilizce - Türkçe

bakışta teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

Bak
Bey, Türkçede erkeklerin kullandığı sanlardan birisidir. Diğerleri efendi, ağa, efe, çelebi, ağabey, amca, dayıdır. Eski Türkçedeki biçimi beğ idi