He was about to achieve great plans.
- O, büyük planlar başarmak üzereydi.
What do you want to achieve in your work?
- İşinde neyi başarmak istiyorsun?
Tom didn't think he had a chance to succeed, but he at least wanted to give it a shot.
- Tom başarmak için bir şansı olduğunu düşünmüyordu fakat o hiç olmazsa bir fırsat vermek istedi.
He worked hard in order to succeed.
- Başarmak için çok çalıştı.
It's not necessary to do evil in order to accomplish good.
- İyiyi başarmak için kötülük yapmak gerekli değil.
It is easy to say and hard to accomplish.
- Söylemek kolaydır ve başarmak zordur.