The magician's tricks surprised us.
 - Büyücünün hileleri bizi şaşırttı.
I'll use magic on him and turn him into a frog.
 - Ona büyü yapacağım ve bir kurbağaya çevireceğim.
There is sorcery behind this, said a sinister voice coming from the crowd.
 - Kalabalıktan gelen uğursuz bir ses Bunun arkasında büyücülük var dedi.
This fantasy book is a succession of really flashy magical spells and that makes it boring instead.
 - Bu fantezi kitap gösterişli çok güzel büyülerin bir birbirini izlemesidir ve onun yerine bu onu sıkıcı yapar.
Her beauty cast a spell over him.
 - Onun güzelliği onu büyüledi.
That baby has charming eyes.
 - Şu bebeğin büyüleyici gözleri var.
They sat still as if they were charmed by the music.
 - Onlar sanki müzikten büyülenmiş gibi sessiz oturdular.
Studying languages is my biggest fascination and hobby.
 - Dil öğrenmek benim en büyük tutkum ve hobimdir.
Mary's explanations enchanted me and desolated me all at once.
 - Mary'nin açıklamaları beni büyüledi ve birdenbire beni üzdü.
She was enchanted by his little laugh.
 - Onun küçük kahkahasıyla büyülenmişti.
The pentagram is an important symbol in witchcraft.
 - Beş köşeli yıldız büyücülükte önemli bir semboldür.
She liked to read about witchcraft.
 - O, büyücülükle ilgili şeyler okumayı seviyordu.
Tom is a practitioner in the black arts.
 - Tom bir kara büyü uygulayıcısıdır.
I want to be somebody when I grow up.
 - Büyüdüğümde ben önemli biri olmak istiyorum.
When I grow up, I want to be an English teacher.
 - Büyüyünce, bir İngilizce öğretmeni olmak istiyorum.
Sandra has grown up to be a beautiful woman.
 - Sandra büyüdüğünde güzel bir kadın oldu.
His children have grown up.
 - Onun çocukları büyüdü.
He is going to be a doctor when he grows up.
 - O, büyüdüğünde doktor olacak.
Our international sales continue to grow, bringing the name of Toyo Computer into businesses world-wide.
 - Uluslararası satışlarımız büyümeye, Toyo Computer adını dünya çapında iş dünyasına getirmeye devam ediyor.
Tom has a lot of dizzy spells.
 - Tom'un birçok baş döndürücü büyüleri vardır.
This fantasy book is a succession of really flashy magical spells and that makes it boring instead.
 - Bu fantezi kitap gösterişli çok güzel büyülerin bir birbirini izlemesidir ve onun yerine bu onu sıkıcı yapar.
Tom is a practitioner in the black arts.
 - Tom bir kara büyü uygulayıcısıdır.
She's a glamorous girl.
 - O büyüleyici bir kız.
Grandmother believes that Chinese medicines are the best.
 - Büyükanne, Çin ilaçlarının en iyi olduğuna inanıyor.
There's a big bottle of aspirin in the medicine cabinet.
 - Ecza dolabında büyük bir şişe aspirin var.
He is such a great artist that we all admire.
 - O öyle büyük bir sanatçı ki hepimiz ona hayranız.
John grew up to be a great artist.
 - John büyük bir sanatçı oldu.